Reklam Hukuku Sempozyumu

Reklam Hukuku Sempozyumu

Bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve bunun ekonomide meydana getirdiği etkiler sosyal ve ekonomik hayatta yeni imkanlar ve açılımlara imkan vermenin yanında yeni sorunların ve problemlerin ortaya çıkmasına da sebep oluyor. Mesela reklam konusu bu tür bir sorun olarak belirmektedir. Mal ve hizmet üreticilerin ürettikleri mal ve hizmetleri tüketicilere haber vermek, tanıtmak, rakiplerin önüne geçmek için çeşitli araçlar kullanarak reklam yapmaya yönelmişlerdir. Bu durum sanayi ve bilgi toplumlarının ekonomik sistemleriyle ilgili bir gelişme olarak görülüyor.

Reklam temelde bir tanıtım faaliyetidir, ancak her toplumsal faaliyet gibi bunun da belli kurallara bağlanması, faaliyetin düzenlenmesi ve hukukunun oluşturulması gerekmektedir. Rekabete dayalı piyasa ekonomilerinin cari olduğu toplumlarda ciddi bir reklam hukuku ihtiyacı gündeme gelmektedir. Klasik hukuk sistemimizde reklam hukuku diye bir hukuk dalı yok. Yine benzer şekilde bir internet hukuku da yok. Bu alanlarda ciddi bir hukuki boşluk yaşanıyor ve bu boşluğun doldurulması için ilgililer önemli çabalar gösteriyor.

Hukuki düzenlemeler genellikle sorunun ortaya çıkması ve çözümüne ilişkin değişik tartışmaların yapılmasından sonra geliyor. önce yenilik toplumsal hayata dahil oluyor, bu yeniliklerin işlemesinden çeşitli sorunlar doğuyor ve arkasından düzenleme gündeme geliyor.

Geçtiğimiz hafta İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesi Mukayeseli Hukuk Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen Uluslararası Reklam Hukuku Sempozyumu böyle bir ihtiyaçtan doğmuş ve reklamcılık alanındaki sorunların, düzenlemelerin ve alternatiflerin tartışıldığı bir toplantı olmuştur. Toplum sekiz oturum halinde gerçekleştirilen sempozyum iki gün devam etmiş ve Bundan Sonrası Ne? Sorusunun tartışıldığı yuvarlak masa toplantısıyla sona ermiştir. Toplantıda her oturumda bir Türk bir de yabancı konuşmacıya yer verilmiş, konuşmacıların tebliğlerini rahatlıkla sunabilecekleri bir süre tanınmış, sunuşlardan sonra dinleyicilerden de sorular alınarak konuşmacıların cevap vermeleri sağlanmıştır. Türk konuşmacılar reklamcılıkla ilgili çeşitli sorunları gündeme getirip önerilerde bulunurken yabancı konuşmacılar genellikle kendi ülkelerinin bu alandaki tecrübelerini, düzenlemelerini ve sorunlarını Türk dinleyicilerle paylaşmışlardır. Böylece mevcut sorunların nasıl aşılabileceğine ilişkin bazı örnekler gündeme gelmiştir.

Dinleyici olarak katılımın ücretli olması ilgiyi azaltmış değil. Doktora salonu her iki gün de dolu olduğundan kimi dinleyiciler yan taraftaki salondan konuşmaları dinlemek durumunda kalmışlardır. Genellikle dinleyicilerin çeşitli hukuk bürolarına mensup avukatlar ile genç akademisyenlerin olması dikkat çekiciydi.

Ancak düzenlemeden kaynaklanan bazı eksikliklere dikkat çekmek gerekiyor. Reklam sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesi hususunda üç kuruluş var; bunlar Reklam Kurulu, Reklam özdenetim Kurulu ile Radyo ve Televizyon üst Kuruludur (RTüK). 1995 yılında çıkarılan Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile kurulan Reklam Kurulu ile 1994'te çıkarılan 3984 sayılı kanun ile kurulan RTüK resmi kurumlar iken reklamcılar ve reklamverenlerce oluşturulan Reklam özdenetim Kurulu sivil bir örgüt olarak bu alanda faaliyet göstermektedir.

Reklam Hukuku Sempozyumunda Reklam Kurulu ile Reklam özdenetim Kurulu temsilcilerine konuşmacılar arasında yer verilmişken reklam düzenleme ve denetiminde önemli role sahip olan RTüK temsilcisine yer verilmemesini anlamak mümkün değildir. Bu durumda Reklam özdenetim Kurulu temsilcisinin RTüK'e yönelttiği eleştiriler ve suçlamalar cevapsız kalmıştır. Danıştayca iptal edilen bazı yönetmelik hükümlerinin eleştiri konusu olarak gündeme getirilmesi, yasa koyucu tarafından yapılmış düzenlemelerin muhatabı olmadığı halde eleştirilmesi, hiç yeri olmadığı halde sempozyumun sponsorluğunu üstlenen Doğan Yayın Holding temsilcisinin açışta hükümete yönelik eleştirilerde bulunması hem şık kaçmamış hem de düzenlemedeki özentisizlik örneği olarak görülmüştür.

Bu hususlar bir yana son derece açıklayıcı tebliğler dinlenmiş, yaşanan sorunların çıkış yolları gösterilmiş, Avrupa ülkelerinin tecrübeleri hatırlanmış ve sektördeki gelişmeler değerlendirilmiştir. Reklam konusundaki düzenleme ve denetleme organlarının birden çok olması bazı sorunların kaynağı gibi gözükse de aralarında tesis edilecek sağlıklı bir koordinasyon ile bunun aşılması ve reklama ilişkin düzenleme ve denetimlerin bütüncü bir bakışla yapılması mümkündür. Temel sorun sağlıklı işleyen bir koordinasyonun varlığı gibi görülüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi