MHP
MAHUT kasetlerde yer alan görüntüler fevkalade çirkindir, utanç vericidir.
Evet biliyorum, çeşitli ahlak anlayışları vardır.
Ama hiçbir “aile ahlakı” bunu asla kabul etmez.
“Ahlaki muhafazakârlık” bu tür davranışları asla hoş görmez.
MHP tabanı da bu ahlak anlayışına sahiptir. Aslında Batılı toplumlarda da bu tür davranışlar çirkin görülür, kınanır.
Siyaset hayatı daha bir “mazbut” olmayı gerektirir.
Bahçeli doğrusunu yaptı, bunların istifa etmelerini sağladı.
Bunlardan birinin “özel hayatım, kimse karışamaz, istifa etmeyeceğim” diye direnmeye yeltenmesi tam bir kepazelikti. İstifa etmeseydi zaten partiden atılacaktı.
Komplo teorisi
Meselenin siyasi tarafına gelince.
Baykal’a yapılan nasıl siyasi amaçlı bir komplo idiyse, bu da siyasi amaçlı bir komplodur.
Çünkü tesadüfen kameraya takılmış bir olay değil. Önceden tertibatı yapılmış, seçimlere bir ay kala da tezgâha konulmuş bir komplo.
Amaç belli; MHP’yi barajın altına düşürmek.
Kimler olabilir bu komployu yapanlar?
Baykal olayında “komployu şunlar yaptı” demekten sakınmıştım, şimdi de sakınıyorum.
Ortada henüz bir delil, bir ipucu bile bulunmadığı için, “falancalar yaptı” demek de ‘komplo teorisi’ olur.
Devlet Bahçeli’nin “okyanus ötesi” diyerek, Fethullah Gülen’i çağrıştıran imalarda bulunmasının da bir komplo teorisinden öteye anlamı yoktur. Hukuken geçerli bir “şüphe sebebi” bile ortada yokken böyle konuşmak “bühtan”dır; siyaseten de yanlış bir taktiktir.
MHP ve muhafazakârlık
Bahçeli, başka yaklaşımlarıyla da “milliyetçi muhafazakâr” MHP’nin “muhafazakâr” dozunu kitlelerin gözünde azaltabilecek bir izlenim bırakıyor.
Muhafazakâr ve demokratik değerler tarafından kontrol edilmeyen bir milliyetçilik sertleşir ve kendi tabanını daraltır... 1930’lar bunun örneğidir.
Milliyetçilik fikrinin “millet” dediğimiz çoğulcu toplumsal yapıda kamplaşma ve ayrışma duygularına yol açmayıp, aksine, kapsayıcı olması için muhafazakâr değerlerle bütünleşmesi, demokratik ve uzlaşmacı siyaset anlayışını benimsemesi gerekir.
MHP otuz beş yıldır niye sınırlı kalmaktadır? Herkesten çok bunu MHP yöneticilerinin araştırması lazımdır.
Ben sadece bugün değil, 1980 öncesinde MHP’de siyaset yaparken de böyle düşünüyordum. Bu yüzden parti içinde bazı tartışmalar yaşandığının tanıklarından biri Sayın Bahçeli’dir.
MHP’yi vurmak!
Tamam, “kaset”lerde görülen hareketler çok çirkindir fakat rakibini yıpratmak için bunları siyasette pazarlamak da çok yanlıştır.
Başbakan bunu ağzına bile almamalıdır.
“Muhafazakâr ahlak” bu kasetlerdeki uygunsuz hareketlerden sakınmayı gerektirdiği gibi, siyasette kullanmaktan sakınmayı da gerektirir.
Sırf siyaset açısından baktığımızda ise; yeni anayasa yapmanın büyük gerilimlerini yaşayacağımız önümüzdeki dönemde MHP’nin mutlaka Meclis’e girmesi lazımdır.
Duygularımız falanca parti yaşasın, fişmanca parti kahrolsun diye kabarıyor olabilir ama “orman” bizimdir, ağaca takılıp ormanı görememe körlüğünden sakınmalıyız.
Unutmayalım, realist ve işlevsel anayasaları ancak “dengeli” meclisler yapabilir; yani milletin belli başlı akımlarının temsil edildiği meclisler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.