AK Parti’nin en zorlu dönemi

AK Parti’nin en zorlu dönemi

AK Parti Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son seçime giriyor.

Erdoğan büyük ihtimalle 2014’te Çankaya’ya çıkıp 2024’e kadar cumhurbaşkanlığı yapmayı arzuluyor.

Şu anki tabloda da onun bu hesabını bozacak bir başka siyasetçi görülmüyor.

Elbette kesin tablo ve karar 13 Haziran sabahı verilecek ama bugün görünen

tablo bu.

Yine de bu dönemin AK Parti için en sıkıntılı 4 yıl olacağına inanıyorum.

Çünkü öncelikle bu dönem Yeni Türkiye’yi sağlamlaştıracak anayasanın yapım kavgasına sahne olacak.

12 Eylül referandumu statükocuların değişime direnç gücünü gösterdi.

Anayasanın tamamının yenilenmesi daha şiddetli bir mücadele yol açacak, AK Parti’nin enerjisini ciddi ölçüde tüketecek.

Bu pakete bir de başkanlık sistemi eklenirse, gerilim daha da artacak.

Bu dönemde bir yerel seçime tanıklık edeceğiz. Asıl gerilim ise AK Parti içi liderlik mücadelesinde yaşanacak.

Başkanlık sistemi mümkün olmazsa, parti içinden birden fazla lider adayı çıkacak ve son 2 yıl böyle bir mücadeleye tanıklık edeceğiz.

Elbette Erdoğan’ın işareti önemli olacak ama liderin Çankaya’ya çıkması sonrası partiyi dizayn çabalarının başarılı olamadığını Özal ve Demirel örneklerinden

biliyoruz.

O nedenle, parti içi demokrasinin işlemesinin daha sağlıklı olacağı kesin.

Böyle bir tablo AK Parti’ye bir yenilenme gücü ve Erdoğansız bir yarışta da başarılı olma şansı verecektir.

Tüm dünyada sıkıntılı geçen 3’üncü dönemin kazasız belasız geçmesi başta Erdoğan olmak üzere AK Parti’nin kadrolarının elinde.

Buna bir de AK Parti’yi çelmelemeye çalışacak asker-sivil bürokrasi, iş dünyası ve medyayı eklersek zorluğun gerçek boyutu daha da iyi anlaşılır herhalde.



3 vekile bir bakan, yok mu artıran

AK Parti şanslı bir parti.

Karşısında dökülen bir muhalefet var. Baksanıza anamuhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu Kütahya’da neler söylemiş: AK Parti’ye 5 vekillik verdiniz size ne verdi, bana 3 vekillik verin size bir bakanlık vereyim.

Şehir hatları vapurunda işportacılık yapıyor sanki. 3 kalem Alana, bir silgi bedava der gibi. Ne de olsa akıl hocası Demirel. O da zamanında, ‘Kim ne veriyorsa benden 5 fazlası’ demişti; öğrencisi 3 vekile bir bakanlık veriyor.

Bu hesapla 60-70 bakanlı bir kabine ile karşılaşırsak şaşırmayalım.

3 vekile bir bakan, 2 vekile 1 müsteşar dönemi başlıyor.

Haydi hayırlısı...



Pamuk’tan Ergenekon dostlarına ağır darbe!

Ergenekon yandaşlarına yapılır mı şimdi bu Orhan Pamuk?

Seni manşetlerden hedef yaptılar, hakaret ettiler hala akıllanmadın, konuşuyorsun.

Seni hedefe koyan adam Post-Ergenekon yazıları döktürdüğü gün Bloomberg’in yıldız röportajcısı Charlie Rose’a çıkıp Ergenekon Davası’na inandığını söylüyorsun.

Oysa onlar Brüksel’de, Washington’da kapı kapı dolaşıp gazetelere yazılar yazdırıp bu davayı çürütmeye çalışıyor.

O çıkıyor Amerika’nın tüm dünyada izlenen televizyoncusuna doğruları anlatıyor.

Ne diyor Pamuk? “Türkiye’de birçok darbe ve darbe girişimi oldu, bunların yargı önünde soruşturulmasını olumlu buluyorum.”

Ergenekon Davası’na inanıyor çünkü

o davada yargılananların kendisini hedef aldığını, bu davayı çürütmeye çalışanların bu adamların işbirlikçisi olduğunu biliyor.

Hrant Dink ve Ahmet Kaya da sağ olsalar, aynı şeyleri söylerlerdi, eminim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi