Generalin kefil olduğu asker!
Ne demişti?
“Tanırım, iyi çocuktur.’’
Ne zaman demişti?
Uzman çavuşların Şemdinli’de bir kitapçıya bomba attıktan sonra suçüstü yakalanmasının ardından...
Kim demişti?
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt.
Hani iki tek attıktan sonra 27 Nisan e-muhtırasını yazdığını söyleyen general.
Sonra ne olmuştu?
Emir-komuta zinciri içinde çalışan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu mesajı almış, ‘’İyi çocukları’’ serbest bıraktırmış, savcıyı işten atmıştı.
Şimdi bu iyi çocuklardan biri cinayetten hüküm giydi.
Büyükanıt’ın çabaları sonucu serbest kaldıktan sonra Hakkari’den Isparta’ya tayin edilen iyi çocuk pek de iyi işler yapmamış.
Vanlı işadamı Salih Uçar’ın öldürülmesine karışmış adı.
Isparta Ağır Ceza Mahkemesi, iyi çocuklardan uzman çavuş Tanju Çavuş’u cinayete yardım etmekten dolayı 22 yıl hapis cezasına çarptırmış.
Büyükanıt müdahale edip Çavuş’u serbest bıraktırmasa Vanlı işadamı bugün belki de hayatta olacaktı.
Büyükanıt’ın vicdanı sızlıyor mudur acaba?
Ya da yüzü kızarıyor mudur?
Kefil olunan böyleyse, kefil olanı siz düşünün artık.
CHP-BDP ittifakı
CHP seçim bürolarının 12 PKK’lının öldürülmesi nedeniyle 3 gün kapatılması bizimki dahil muhafazakar medya tarafından eleştirildi.
Bence bu eleştiri doğru olmadı.
Hem bu operasyonlar Ergenekon komplosu diyeceksiniz, hem de dağda öldürülen 12 gence son saygı gösterisini eleştireceksiniz.
Bence burada bir tutarsızlık var. Cesetlerine ‘’leş’’ denilip dağda çürümeye terk edilen gençlerin öldürülmesi bölgede büyük bir acı ve umutsuzluğa yol açtı.
CHP bence Kürt Sorunu’nda son yıllardaki en doğru tavrı ortaya koydu ve en azından bu operasyonları onaylamadığını gösterdi.
Bölgede barış ve barışın dili hakim olacaksa, bölge halkının acılarına saygı göstermeyi öğrenmekle işe başlamak lazım bence...
Demirel ve Gezmiş
Süleyman Demirel bugün devlet adına CHP’yi düzenleme çabası içinde.
Devletin seçkin-laik bürokrasisi adına hareket ediyor.
Bunda şaşıracak bir durum yok çünkü Süleyman Demirel’in siyasi yaşamını belirleyen gerçek asker korkudur.
İdam edilen bir başbakanın ardından iktidara gelmiş olmanın yarattığı endişe her adımda Demirel üzerinde etkisini göstermiştir. Ancak, onu ‘’Çoban Sülü’’ diye iktidara taşıyan kitlelerde bu korku yok açıkçası. Askerin her türlü tehdidi, muhtırası, darbe planına rağmen bildiğini okuyorlar.
Çünkü değişim istiyorlar, daha iyi bir yaşam istiyorlar.
Demirel 1960’larda bu değişimin simgesiydi, bugün engeli haline geldi, o yüzden o geniş kitle üzerinde kıymeti harbiyesi yoktur.
Benim anlamakta zorluk çektiğim, kendilerine solcu diyenlerin, Deniz Gezmişler’in idamı nedeniyle Demirel’e yıllarca öfke duyanların bu Çoban’ın peşine niye takıldığı...