Fransa’nın Côte d’Azur (Kot Dazür) denen Akdeniz sahillerinin İtalya’ya doğru olan doğu kısmında zengin turizmi ile ünlü şehirleri dizilir: St. Tropez (Sen Trope), Cannes (Kan), Jan-Les-Pins (Jüan le Pen), Antibes (Antib), Nice (Nis), Menton (manton) ve Monako Prensliği... Atlas Okyanusu’na sahil turizm merkezleri de meşhurdur. Biri, Manş Denizi üzerinde Deauville (Dovil)’dir.
İşte G-8 devletleri burada toplandı: Dünyanın en zengin 7 devleti+Rusya ile oldular 8. Rusya müreffeh falan değil, olmaya çalışıyor. Ancak 1945’ten günümüze kadar -66 yıldır- dünyanın -Amerika’dan sonra- 2. büyük askerî gücüdür. 7’ler onu da aralarına aldılar.
Ama çoğu epey yoksul Arap ve Afrika ülkeleri liderlerini davet etmeleri, acıklı bir tezat oluşturdu. Kaddafi’nin bertaraf edilmesi üzerinde anlaşıldı. Yemen başkanı Ali Abdullah Salih’in 33 yıllık diktatörlüğünün devamının engelleneceği belirtildi. Avrupa Birliği ile Amerika, Suriye’de Beşar Esad’ın yönetimine son verilmesi üzerinde anlaştı. Rusya daha yumuşak davranılmasını istedi. Zira sert ekonomik yaptırımlar birçok ülkeyi de olumsuz etkileyebiliyor. Beşar Esad’ın ne yaptığı yapacağı malûm değil. Başbakanımız evvelsi gün tekrar kendisiyle telefonla görüştü.
Demokrasi dünyasının, Arap ve Müslüman ülkelerinin liberalleşmesine destek verecekleri kesinleşti. “Arap İhtilâli” yerine nezaketle “Arap Baharı” dedikleri halkın diktatörlere ve totaliter rejimlere, büyük yolsuzluklara karşı ayaklanmasının kesilmemesini istiyorlar. Zira bu yönetimler, terör örgütlerini besliyor. Amerika’nın Orta Doğu’da bulunmasının üç sebebinden biri de bu coğrafya kökenli milletlerarası teröre son vermek.
G-8’e Arap Baharı’nı açan Tunus ve Mısır başbakanları da çağırıldı. 3.5 milyar euroluk kredi ile desteklenmeleri kararlaştırıldı. G-8, İran dahil, demokrasiye geçmek isteyen coğrafyanın bütün ülkelerine 20 milyar dolarla yardım yapılabileceği üzerinde anlaştı. Ayrıca Mısır’la Tunus’un kredi limitinin 20 milyar dolara çıkarılabileceği bildirildi.
Başkan Obama, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, İngiltere Başbakanı Cameron ve diğer 5 devlet ve hükûmet başkanı, Orta Doğu’yu demokratikleştirmekten başka bir şey konuşmadılar denebilir. Ancak demokrasi, finans desteği olumlu olmakla beraber, sosyal temele dayanır. Bu da bir kuşak (nesil) içinde gerçekleşecek bir şey değil...