Herkes haddini bilsin!

Herkes haddini bilsin!

Üç büyük Batılı kitle haberleşme aracının aynı anda CHP’ye oy verilmesini istemesi evvelemirde irkilticidir. Meselâ “Zaman”, “Sabah” ve “Star”ın büyük Amerikan gazetelerine ortaklaşa tam sayfa birer îlân vererek “Obama iyi çocuk. Başarılı da. Ama fazla şımarmasın diye gelecek seçimlerde oylarınızı Cumhuriyetçi Parti’den hasmına verin!” meâlinde bir talebde bulunsalar acabâ Amerikan seçmeninin buna tepkisi ne olur? Hiç sanmam ki “Aman ne iyi! Türk dostlarımız bizlere doğru yolu gösteriyorlar, eksik olmasınlar.” şeklinde bir tepki gelsin!

“The Economist”, “The New York Times” ve “Reuters”in bunu bilmemesine imkân var mı?

Bence yok. Öyleyse Türk seçmeni üzerinde fevkalâde yüksek ihtimalle ters tepki yaratacak ve pek çok seçmeni belki aslında niyeti bile yokken inadına AK Parti’ye sevkedecek olan böyle, en hafif tâbiriyle, akılsızca bir tavsiye nereden çıkıyor? Üçünün birden mi basîreti bağlandı? Böyle bir şey imkân hârici. Üstelik aynı anda!

Hani AK Parti kendi lehine olsun diye bu taktiği uygulasa ancak bu kadar olabilir!

“CHP’ye oy vermelerini tavsiye ederiz.” diyene Türk seçmenin ilk cevâbı şu olacakdır:

“Siz kimsiniz?”

Siz kim oluyorsunuz da yabancı bir ülkede halkın demokratik yollarla kimi iktidâra getirmesi gerektiğine müdâhale cür’etini buluyorsunuz?

Bu tür numaraların, çok daha hafif ölçülerle öteden beri yapılmakda olduğunu bilirim. Bahsetmişdim de:

Dil bilen Türk gazeteciler ilişki kurdukları yabancı basın-yayın organlarına ya direkt ya dolaylı olarak kendi görüşlerini aksetdirir ve sonra onlar yayınlanınca bunu gösterişli bir tarzda Türk kamuoyuna o ülkelerin görüşü olarak yansıtırlar. Bunda aslında gayrı-meşrû bir durum da yokdur, çünki bir kere o yayın organlarında bütün denetimlerden geçip yer aldıkdan sonra o fikirler de o ülke kamuoyunun bir parçası hâline gelirler.

Ama bir yayın organı yâhut haber ajansının resmî görüşü olarak filanca partiye oy veriniz demek düpedüz edeb sınırlarını aşmakdır.

Sözkonusu üç büyük yayın organı şimdi böylesine kör kör parmağım gözüne bir ayak oyununa âlet oldukları için mutlu mudurlar bilemem. Bildiğim, yapdıklarının meslek ahlâkına uygun bir davranış olmadığıdır.

Aynı zamanda MHP ve BDP ile aynı saffa düşmenin muhâsebesini de kendi vicdanlarıyla yapsınlar!

Ayrıca yeni anayasanın kimler tarafından yapılacağı da üzerlerine vazîfe değildir!

Şunu bilmeleri gerek ki yeryüzünde hiçbir anayasa o ülke halkının “tam mutâbakatı” ile yürürlüğe girmemişdir.

Birinci Fransız Meclisi o ilk anayasayı, III. Selim Tanzîmat Fermânı’nı, General Mc Arthur Japonlara dikte etdiği 1948 Anayasası’nı halkoyuna sunsalardı hangisi geçerdi?

Acabâ Muzaffer Gâzî Mustafa Kemâl Paşa 1924 Anayasası’nı referanduma sunsaydı kaç kişi evet derdi?

Yeni anayasa elbet halkın geniş mutâbakatı aranarak yapılacakdır. Ama AK Parti 12 Hazîran’da tek başına anayasa yapabilecek çoğunluğa erişirse ve bu anayasayı CHP reddetse bile yürürlüğe sokarsa o metin “gayrı-meşrû” mu olacakdır?

Lütfen herkes haddini bilsin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi