Seçime katılmak, halkın iradesini kabullenmektir
Halkın oyuna tâlip olan siyasetçilerin halkın iradesine de saygı duyması, oyunun kuralı gereğidir. Eğer özgürce yapılan seçimlerden bahsediyorsak, halkın ikna olmadığı partiye oy vermeyeceği âşikârdır. Halk kendi iradesiyle buluşmayı bilmeyen siyasetçiye, niye geçit versin ki?
Halk dalkavukluğu yapıp halkın her kararının doğru olduğunu iddia ediyor değiliz elbette. Ama halkı hakem tayin ettikten sonra da halkın verdiği karara saygı duymanın tutarlı olmanın gereği olduğunu söylüyoruz. Halkın iktidara getirdiği parti sizin partiniz olmayınca hükümet meşruiyetini yitiriyorsa eğer, o zaman sistem içi mücadele etmenizin de bir tutarlılığı olamaz.
Sistem içi mücadele etmeyi reddeden ve bu yüzden seçimlere katılmayan yapılar, bu anlamda kendi içerisinde tutarlı davrandığından, daha fazla saygıyı hakediyor diye düşünüyorum. Onlar, fikrî yapısını zayıf gördükleri ve ideolojik tercihlerde câhil(!) addettikleri kitlelerin hakemliğini, Türkiye’nin geleceği hakkında karar verme yetkinliğine sahip olmadıkları gerekçesiyle tâ baştan reddederek tutarlı davranmaktalar.
Beğenseniz de beğenmeseniz de bu bir tercihtir, siyasi bir tavır alıştır. Şiddet kullanmadıkça da bu tercih de meşrudur. Ama anlaşılması zor olan hem halkın hakemliğini kabul edip, hem de hakemin verdiği kararı karalayan, itibarsızlaştıran ve dolayısıyla alenen veya sinsice gayrimeşru gören kesimlerin tavrıdır.
Hem sistem içi davrandığını topluma deklare eden, hem de hukuk dışına çıkan, gayrimeşru ilişkileri, komploları iktidara gelmek için tecviz eden, siyasi rakibini alt etmek için kural tanımayan yaklaşım, özünde jakobendir. Bu ülke bunların ‘aydınlanmacı dayatmalar’ından çok çekti.
İslâmî duyarlılığı öne çıkan ve sistem için mücadele etmeyi prensip edinmiş siyasilerin de bu meselede dikkatli olması ve tutarlı olmaya özen göstermesi gerekir.
Halkın geneli, yanan Ortadoğu üzerine oynanan oyunları sezgilerinin gücüyle hissetmektedir. Ülkedeki güç dengelerini gözeterek hangi parti iktidarının bu konjonktürde daha faydalı olacağını ve hangisinin bu yangına su taşıyacağını da doğru tespit edeceğini sanıyorum.
Halk, mevzi kaybeden vesayet sistemi taraftarlarının eski güçlerini yeniden elde etmek için komplo planları hazırladığını da görmektedir. Bu ülkenin seçim tarihi, halkın özgür seçim dönemlerinde, mevcutlar arasında genelde ülkenin maslahatına en yakın olan partiyi iktidara taşıdığını göstermektedir.
Yarın halkın tercihi netleştiğinde, Türkiye sandığın hakemliğini kabul edip yoluna devam edecektir. Küresel emperyalizm Ortadoğu üzerinde kanlı hesaplar yaparken buna mecburuz zaten. Seçim öncesi gerginlikleri geride bırakarak darbelerin gölgesinin düşmediği yeni bir anayasa için hemen kolları sıvamalıyız.
Bizim 21. yüzyılın siyasi düzeni kurulurken oyalanacak lüksümüz yok çünkü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.