Biraz daha gayret, lütfen!..
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ‘özel güvenlik şirketlerinin kılık kıyafet denetlemesi yapıp yapamayacağı’ hususundaki sorusuna, İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği, ‘özel güvenlik şirketleri kılık kıyafet denetimi yapamaz; yaparlarsa da ceza alırlar’ şeklinde cevap vermişti.
Bakanlığın bu hususta yayınlayacağı ve böylelikle ciddi bir hukuk ihlalini önleyeceği genelgesini, bekliyoruz.
Tabii bu genelgeyi beklerken, gelişme olmasını beklediğimiz başka hususlar da var.
Sözgelimi, bu zamana kadar hukuksuz bir şekilde başörtülü kızlarımızı kapıdan çeviren özel güvenlik görevlileri ile ilgili olarak, neler yapılacağı?
Geçen geçmiştir, bundan sonrasına bakalım mı denilecek, yoksa bu hususta da, hukukun gereği her neyse, o mu yerine getirilecek?
Ama esas konu bundan farklı ve daha vahim.
Anayasa’da ve kanunlarda olmayan bir yasağı yönetmelikle getiren ve yıllardır, gaddarca ve hem de tam anlamıyla maksadını aşan bir şekilde uygulayanlar, onların durumu ne olacak?
Mesela birileri çıkıp da: “Yahu, bu kılık kıyafet yönetmeliğini kim, nasıl yazdı?.. Hangi hakla bu Milletin başörtüsü takan kız çocuklarına, Anayasa ve kanunlarda olmayan bir hususta, suç isnadında bulunup bir de ihtar, tekdir, okuldan uzaklaştırma gibi müeyyideler getirebildiniz?.. Hadi bunu da anladık ama bu yönetmeliğe dayanarak, bu çocukları okul kapılarından nasıl çevirebiliyorsunuz?” şeklinde sorular sorabilecek mi?..
Ne dersiniz, olabilir mi böyle bir şey?..
İçinizden, ‘olsa ne güzel olur ama olma şansı yok’ diye mi geçiriyorsunuz?
Peki ama, neden olmasın?
Bir hukuk devleti, kuralları alabildiğine zorlayan ve böylelikle sistemi içinden çıkılmaz hale getirenlere karşı, elleri kolları bağlı oturmak zorunda mıdır, sürekli olarak?
Anayasa ve kanunlar açık.
Anayasamız özgürlüklerle dolu ve bu özgürlükleri engelleme niyetinde olanlarla ilgili de, yaptırımları amir.
Kanunlarda, başörtüsü sözkonusu olduğu zaman; yasak bir yana, serbesti var.
Temel insan hakları, eğitim-öğrenim hakkı, inaçtan kaynaklanan haklar...
Ve bu haklara müdahale sözkonusu olduğu zaman, bunun cezalandırılması gerektiği yönünde, bir sürü mevzuat...
Bir sürü metin, uygulamanın ne kadar yanlış olduğunu ve yasak taraftarlarının mer’i mevzuatı ne kadar zorladıklarını açık seçik ortaya koyuyor aslında.
Başörtüsünün mutlaka yasak olması gerektiğini savunan; bu yasağı kimsenin gözünün yaşına bakmadan uygulayan ve bu uğurda mevcut sistemi altüst etmekten bile çekinmeyenlerin, kendilerine göre ciddi bir güçleri olduğu, açık.
Ve bu güç sahipleriyle bir şekilde hesaplaşıp, ‘Anayasa ve kanunlarda olmayan bir yetkinin hiçbir kimse tarafından kullanılmayacağını’ anlamaları sağlanmadan, işlerin yoluna koyulamayacağı, o da açık...
İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin, üniversite kapılarında bulunan özel güvenlikçilerin kılık kıyafet denetlemesi yapamayacakları; yani kızlarımızın başörtülü olmaları sebebiyle onları kapıdan çeviremeyecekleri hususundaki görüşü, bir ilk adım.
Bundan sonraki adım, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün konuyla alakalı olarak ilgililere göndereceği genelge.
Bundan sonrası ise, uygulama...
Yani hukukun hakimiyeti.
Haydi biraz daha gayret, lütfen...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.