CHP’ye kurt veya (Kürt) kapanı!
Eski CHP ile yeni CHP arasındaki en temel fark muhafazakarlıklara bakış arasındaki fark değildi.
Parti içinde gelmekte olan krizin ayak seslerinin de göstermekte olduğu gibi, aradaki fark Kürt meselesi veya Kürt meselesinin çözümüne bakış açısıydı.
Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan olduktan sonra uzun süre ‘Kürt’ sözcüğünü ağzına alamadı çünkü parti tabanı kadar partideki Ulusalcı kanadın tepkisini çekmekten korktu.
Sonradan açıldı ve Hakkari’de yerel yönetim özerklik şartını kabulden söz etti, TRT’de devlet okullarında Kürtçe eğitimi kabullendi.
Ulusalcılar’ın saçlarını diken diken eden bir tavır ve yaklaşımdı bu.
Buna bir de Kürt raporu eklenmesi işin tuzu biberi oldu.
Seçimde yüksek bir başarı çıtası koyması, oylarını yaklaşık yüzde 25 artırmış olmasına rağmen, Ulusalcı kanada istediği kozu verdi.
Ulusalcılar adına ekran ekran dolaşan araştırmacıdan, kendine listede yer bulamayan eski vekile ve de özellikle medyadaki yazarlara kadar herkes ayaklandı.
Dikkatli bir okuma, CHP’nin başarısızlığının ana nedenini Kürt meselesindeki tavrına bağlandığını gösteriyor.
Yani, AK Parti’nin ‘’Habur fiyaskosu’’ndan ders alıp milliyetçi çizgiye kaydığı dönemde CHP’nin bu sorunda uzlaşmacı bir tavır izlemesinin oy kaybına yol açtığı görüşü var.
CHP’nin eski uzlaşmaz, inkarcı tavrını sürdürmüş olması halinde yüzde 30’ların çok üzerine çıkabileceği iddiası var.
Bu nedenle parti yönetimi uyarılıp duruluyor.
Ayaklanan Ulusalcı kanat Kılıçdaroğlu’nun kellesini isteyerek sorunun demokratik yollarla çözümünü engellemek istiyor.
Türkiye’nin temel menfaati AK Parti ve CHP’nin yeni anayasa metni üzerinde anlaşarak tarihi bir süreci başlatmalarından geçiyor.
Bunun için de AK Parti’nin CHP’nin değiştirilemez maddelerin kalmasındaki ısrarını kabul etmesi gerekiyor açıkçası.
İlk 4 maddeye dokunmadan, sadece Türkçesi düzeltilerek bu sorun aşılabilir.
Bunun ardından hiçbir etnik gruba, kişiye, ideolojiye atıfta bulunmayan bir metin üzerinde anlaşmak mümkün olabilir.
Bunun temel yolu CHP’de Ulusalcı kanadın tekrar güç kazanmamasından geçiyor.
Kürt meselesi ve yeni anayasa, CHP’nin engel çıkaran bir parti olmaktan çıkıp sorun çözücü bir partiye dönüşmesi için en büyük fırsat.
CHP listeleri partinin iki yöne sapmasını mümkün kılacak isimlerle dolu.
Ergenekon sanıklarından Süheyl Batum’a uzanan bir çizgide bu kanat, Baykal döneminin inkarcı, her türlü demokratik talebi reddeden çizgisini temsil ediyor.
Oysa Kürt meselesinin geldiği boyut, Ortadoğu’da esen Arap Baharı rüzgarı, Türkiye’nin bu meseleyi acilen çözmesi gereğini ortaya koyuyor.
PKK’nın ilan ettiği çatışmasızlık kararı Türkiye’ye istediği fırsatı veriyor.
Bu çizginin yeni Meclis’te 35 milletvekili ile temsil ediliyor olması, halkın çözümün demokratik yollarla çözümüne inancını gösteriyor.
Ülkenin iki ana siyasi akımını temsil eden AK Parti ve CHP anlaşırsa, Türkiye’nin önündeki en büyük sorun aşılmış olacaktır.
Ulusalcılar’ın işi neden zor
Dünya Ortadoğu’da yeni bir düzene geçiyor, bu düzende herkesin inancını, kimliğini özgürce yaşaması gerekiyor.
Ulusalcı kanat CHP yandaşı medyanın desteğine sahip değil. Bu medya seçim sonucuna rağmen birinci sayfalarından Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye devam ediyor.
Deniz Baykal ile CHP yandaşı medya arasında aşılmazı zor bir güven bunalımı var.
Gürsel Tekin denetimindeki parti teşkilatının isyana destek vermesi zor.
Türkiye’ye Osmanlı sınırı
Şu anda dünyanın ister (bize göre) Doğusu, ister Batısı’na gidin ortak noktanın Türkiye mucizesi söylemi olduğunu göreceksiniz.
Türkiye’nin son 10 yılda gerçekleştirdiği büyüme ve dönüşüm bir model ülke haline gelmesini sağladı.
Der Spiegel Dergisi Türkiye’nin eski Osmanlı sınırlarına döndüğünü iddia etmiş.
Absurd bir fikir değil çünkü çevremizdeki gelişmeler, bu bölgenin İstanbul merkezli bir ticaret ve kültür bölgesine dönüşeceğini gösteriyor.
Bunun için aşılması gereken tek sorun Kürt meselesi.
Bu aşılırsa Türkiye cazibe merkezi olma anlamında eski sınırlarına rahatlıkla döner.