Yılmaz Öztuna

Yılmaz Öztuna

Hafta sonu

Hafta sonu

Haftayı, bazı milletvekillerinin durumu üzerinde kopan dehşetli münakaşa ile kapatıyoruz. Halbuki ne güzel bir seçim yapmıştık. Sakin, vakur, ağırbaşlı, şık bir seçim... Millî irade şahlanmıştı.
Hangi taraf haklı? konusuna girmem. Hukukçu değilim, yanlış bir şey söyleyebilirim. Ancak bazı mevzuatımızın değiştirilmesi, açık ve anlaşılır hâle getirilmesi derin ihtiyacı kendini belli etti. Bir de hızlı yargı... Besbelli bu sistemi değiştirmek lâzım. Bu da şüphesiz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin işidir.
Hükûmet, önündeki büyük meseleleri hızla çözüme götürmek durumundadır. Dünyanın gözü Türkiye’ye çevrildi. En güçlü devlet başkanının bizden fikir sorduğu çizgideyiz. Bu çizgiyi, küçük iç çekişmeler sebebiyle kaybetmeyelim, yazık olur.
Suriye konusunda cümle âlem bize bakıyor. Türkiye, diktatörü değil, şüphesiz Suriye halkının hayatını, selâmetini, dirliğini düzenini, hürriyetini savunacaktır. Öyle yapıyoruz ve milletlerarası saygınlığımız yükseldi. Fransa’da Sarkozy, Türkiye’nin yerini kapmak için NATO’dan, Akdeniz’den bahis açıp hezeyanlara başlayabilir, yakındır, hazırlıklı olalım.
Gazze’yi yöneten Hamas’ın lideri Hâlid Meş’al, ikamet ettiği Suriye’den geldi. el-Feth’in ve Filistin’in lideri başbakan Mahmud Abbas da burada ama, bu zat zaten sık sık geliyor. Hamas, İsrail’i devlet kimliğiyle tanımıyor. Himayesinde bulunduğu İran gibi Yahudiler’i denize dökeceği iddiasındadır. Filistin devletinin bir an önce resmen kurulması gerekiyor. İsrail elinden geldiği kadar geciktirmeye, o zaman içinde epey Filistinli fakir fukaranın arsasını kapmaya çalışıyor.
İran’ın eskisi gibi fazla sesi çıkmıyor. Zira Hamaney-Ahmedinecat rekabeti var. Hamaney’in ağır basacağını yazdım, galiba öyle oluyor. 1. seçim döneminde dünyaya meydan okuyan Ahmedinecat’a 2. dönem cumhurbaşkanlığı yaramadı gibi. Ancak Tahran’ın sessizliğini yalnız bu faktöre bağlayan çok yanılır. Süper füzelerine takacağı bombacıklarını imal için harıl harıl çalışıyor. Münasip ânı kolluyor. O zaman hulûl edince ben de varım!, hattâ bu coğrafyada benim dediğim olur! diyecek. Ancak o münasip ânın hiç oluşmayacağını da düşünmek gerekir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz Öztuna Arşivi