Küçük düşünmek
> DTP bu fırsatı faydaya çevirebilirdi. Bu yol hâlâ da kapanmış değil. Bu zor imtihanı aşabilirse kendisi kazançlı çıkar.
Asıl ihtilaf, asıl kaygı verici olan bir krize doğru sürüklenen Hatip Dicle olayıdır. Bu ihtilafta sorumlu kim? Avukatları mı, BDP mi, YSK mı, hepsi mi? Dicle’nin mahkûmiyet süresi YSK’dan saklandı deniyor. Doğru ise YSK bunu nasıl tesbit edemez? İzahı mümkün olmayan, bir insanın adaylığını kabul edip vekilliğini reddetmektir. Otobüs biletini vermişsin, yolda haydi in diyorsun. Kafaların karıştığı diğer konu Hatip Dicle’nin vekilliği iptal edilince onun yerine bir başka parti adayının seçim kurulu kararıyla tayin edilmesidir. Seçmen, ben onu değil bunu seçtim, sen benim irademin yerine nasıl geçersin, derken haklıdır. Şehit annesi bir de böyle üzülmesin. Bize kalırsa AK Parti, bu bağışlanmış vekilliği kabul etmemelidir.
Bu trajik seyirde DTP en baştan itibaren makul olmayan, sert ve uzlaşmadan uzak bir dil kullanır oldu. TBMM’yi boykot gibi abes üstü bir yola girdiler. Hele bu abes ve absürd fikre Ahmet Türk gibi, Şerafettin Elçi gibi ak saçlıların sözcü olması daha da kınanacak bir manzaradır. Halbuki DTP bu fırsatı faydaya çevirebilirdi. Bu yol hâlâ da kapanmış değil. Bu zor imtihanı aşabilirse kendisi kazançlı çıkar. Sağduyuyu değil de öfkeyi tercih edip rüzgâr ekerse bir şekilde fırtına biçmek mukadderdir. En azından seçmen ürker, bir daha bu kadar oy alamayabilir.
Bu hadisede iktidara çullanmak kolaycılık yapmaktır.
Eğer kuvvetler ayrılığı varsa iktidar ne yapabilir?
Kabul edelim ki DTP veya MHP iktidar...
Bu iş de AK Parti’nin başına gelmiş.
Ne yapabilirlerdi?
Bu itibarla herkesin diline de kendine de üslubuna da çeki düzen vermesi gerekir. Bir yer değil, her yer yıpranıyor. YSK dolayısıyla yargı hakkında edilen zehir zemberek sözler bir hukuk devleti için çok hazindir. Terazi yere düştü. Aynı şekilde partiler de adaylar da yıpranıyor. Şimdi yıpranma sırası TBMM’ye gelmesin. O yıpranırsa Türkiye yıpranır. Sandıkta kazanılan mahkemede veya mazbatada kaybediliyor. Çözüm yeri meclistir, amenna ama mahkemeler de kendini katı hukuk kaidelerine mahkum etmemeli. Hakimin kendini vazıı kanun yerine koyması da bir hukuk kaidesidir. Yargı ihtilaf üretemez, yargı ihtilaflara çare makamıdır.
Herkes, mahkeme de siyaset de sorumlu olmalı.
Ne tecziye ne tehdit!
Lazım olan aklı selim... Profesyonellik tahammül demektir. Türk de Kürt de kardeş.
Birbirine tahammülden öte her şey boş ve beyhude. 2023 Büyük Türkiye’sini, 2071 Cihan Devleti Türkiye’yi konuşurken, bölgede tarihi vizyon ve coğrafi misyonu üstlenmemiz mevzubahis iken 1, 3, 5 milletvekilliği ile uğraşmak küçük düşünmektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.