Faruk Çakır

Faruk Çakır

Top şimdi adalette

Top şimdi adalette

Çocuklarımızı ve gençlerimizi ‘futbol fanatiği’ yapmak için elbirliği ve işbiriği yapanlar, meşhur futbol takımlarının yöneticileri ‘şaibe’ iddiasıyla gözaltına alınınca acaba vicdan azabı çektiler mi? Genelde spor, özelde de futbol sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada kirlenmiş durumda.
Faruk ÇAKIR
[email protected]




Bu, Pazar günü yapılan ve bazı futbol yöneticilerinin gözaltına alınması ile alakalı bir durum değil. Gözaltına alınanların tamamı suçsuz olduğu gerekçesiyle serbest bırakılmış olsa bile netice değişmez: Spor, bilhassa da futbol kirlenmiş bir sahadır...
Bir yerde alın teri akıtmadan paralar kazanılıyorsa, kayırma ve kollama varsa, işin içine ‘kirli siyaset’ de katılıyorsa mutlaka bir yanlışlık var demektir. Spor ve futboldaki kirlenme elbette bugünün meselesi de değildir. Gerek dünyada ve gerekse Türkiye’de bu kirlenmeyi gösteren yüzlerce ve belki de binlerce örnek vardır ve ortaya çıkmıştır. Bu hususta yazılan yazılar ve hazırlanan kitaplar onları değil, yüzleri bulur. Bütün bu çalışmalar, sporda yaşanan kirlenmeye dikkat çeker, ama bu kirlenme şimdiye kadar ifşa edilmiş değildi. Sporla az çok ilgilenen herkes, adam kayırmaların ayyuka çıktığını bilir. Bazı kabiliyetli çocuklar, ‘arka’ları olmadığı için hiç bir klüpte kendisine yer ve imkânı bulamazken, kabiliyetsizlere yer açıldığı olur.
Futbolun ve sporun ‘kumar’a alet edildiği de ayrı bir gerçek. Milyonlarca kişi çeşitli adlar altında ‘kumar’ oynamaya teşvik ediliyor. Futbolcuların aldığı çok yüksek transfer ücretleri de gençlerin aklını çeliyor, “Ya popçu ya da topçu olmak lâzım” kanaati kabul görüyor. Tabiî, bu noktada ailelerin de kabahati var. Modaya uyup genç beyinler ve kabiliyetler çok küçük yaşlarda bu yollara teşvik ediliyor. Ancak sistemdeki kirlenme sebebiyle güya iyi niyetle bu yollara girmek isteyenler de imkân bulamıyor.
Bazı meseleler vardır ki, ispat edilememiş olsa bile insanlar tatmin olmuyor. Sporda dönen ‘dolap’lar belki bu güne kadar tam anlamıyla ispatlanabilmiş değil. Fakat haksızlık, adaletsizlik ve adam kayırmanın ayyuka çıktığı umumî bir kanaat olarak kabul görüyor.
Türkiye’yi idare edenlerin ve elbette edilenlerin de en büyük hatası; çocukları, gençleri ve bütün bir milleti futbola teşvik etmesidir. Elbette futbolu yok sayamayız, ama itiraz ettiğimiz nokta; insanların dört koldan fanatik taraftar haline getirilmek istenmesidir. Niçin? Çünkü ne kadar çok ‘fanatik’ olunursa, bazılarını cebi o nisbette fazlaca dolacak. Fanatik bir taraftarın gözü, tuttuğu takımdan başkasını görmez. Spor adamlarının gözaltına alınması sonrasında bile bazı fanatik taraftarlar, “Bu bize kurulan bir tuzaktır. Göreceksiniz, bu tuzağı bozacağız” diyormuş. ‘Tuzak’ olması da ihtimal dahilindedir, ama hakikat olma ihtimali de vardır. O halde, kendisi gözaltına alınmış gibi davranmak, “Benim takımın yanlış yapmaz” demek gözü kapalı fanatiklik değil mi?
En büyük takımlardan, en küçük ilçe takımlarına kadar umumî anlamda bir kirlenme sözkonusu. Kirlenmeye karşı atılan bu adımın neticeye ulaşması temennimiz. Ama ondan daha önce çocuklarımızın ve gençlerimizin körü körüne futbol fanatiği yapılmak istenmesine itiraz etmeliyiz. Bu noktada medyaya da büyük görevler düştüğünün farkındayız. Maalesef televizyon ve ‘sanal âlem’ bu konuda en büyük teşvikçi... Çocuklarımızın okul defterlerinin ‘kap’ları, silgileri, kalemtraşları ve kalemleri bile bir ‘takım’ rengi taşıyor. Bu gidişle futbolun ‘mafya’dan yakasını kurtarması kolay görünmüyor.
İnşallah, “Futbol barıştır” diye insanları afyonlayanlar son gelişmelerden ders ve ibret alır. Şimdi top adalette. Adil kararların alınmasını bekliyoruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi