Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunda okuduğu hükûmet programı, siyasî literatüre geçecek derecede mükemmeldi. Tam bir İstanbul şivesiyle, telaffuz ve vurgulama hataları yapılmadan yekpâre bir metin gibi kesintisiz sunuldu.
Hükûmet programlarının en geniş kapsamlısı idi. Büyük projeler için büyük vaadlerde bulunuyordu. Ekonomi, ulaştırma, haberleşme, dışa açılma gibi alanlarda gerçekleştirilenlerin daha büyük boyutlara ulaşacağı bildiriliyordu. Vaadlerin tamama yakınının, hattâ fazlasının yerine getirileceği duygusu başarı ile tebliğ edildi. Muhalefet bile ciddiyetine inandı.
Vaadler sonunda Büyük Türkiye şekillenecektir. Bugünkü sınırları içinde kudretli bir Türkiye...
Başbakan, dış politikaya da girdi. Hiçbir zaman dünyaya bu derecede açılmadığımızı haklı olarak vurguladı. Sayın Cumhurbaşkanımız da Endonezya, Siyah Afrika gibi yeterince ilgilenmediğimiz büyük bölgelerden bahsetmiş, girişimcileri teşvik etmişti.
Gayri sâfî millî hâsılada 1 trilyon dolar, ihracatta yarım trilyon dolar, kişi başına gelirde 20.000 dolar üstü, bu hükûmetin 4 yılda erişeceği hedeflerdir. Turizm ve şehirleşmekte de öyle. İstanbul’un dünyanın en seçkin metropolleri içinde yerini alacağı görülüyor. Sayın Başbakan’ın pek çok geri kalmak ilkelliğinde bulunup enerjide dışa bağımlı hâle geldiğimiz nükleer santral bahsini -konuyu kavrayamayanları pas geçerek- belirtmesi önemli idi. Orman ve bitki örtüsü konularında, ileri ülkelerden geri kalmayacağımız vaadler arasında bulunuyordu.
En ağırlıklı konularımız ise doğru ve dünyaya açık dış politika ile Avrupa Birliği standartlarında demokrasiye erişmemizdir. Güzel, çağdaş bir anayasa yaparsak, demokrasimiz güçlenecektir. Bunun için millî eğitim ve kültür kalkınmamız şarttır. Çok yeni bir kuruluş olan bakan yardımcılıkları da belirince, yeni hükûmet hakkındaki diğer düşüncelerimizi sunacağız. Güvenoyunun arefesinde yeni Erdoğan hükûmetine başarılar diliyoruz...