Kemâlin zevâli!“Zevâl”siz “kemâl” yoktur!
CHP’yi bir Kemal kurdu, Mustafa Kemal. Hayat hikâyesini efsaneleştirenler, asıl isim olan Mustafa’ya Kemal’in bir lise matematik muallimi tarafından eklendiğini yazarlar.
“İkimizin adı da Mustafa, senin adın Mustafa Kemal olsun!”
Fakat, şimdiki CHP genel başkanının ilk adı “Kemal”! Bu durumda ona âcilen ikinci bir ad bulmamız lâzım.
Yoksa birinci Kemal’le karışacak.
Öyle sanıyorum ki, birinci Kemal, mutantan kabrinden şu anki halefine şöyle bir mesaj göndermektedir: “İkimizin adı da Kemal! Bu böyle olmaz! Seninki Zeval olsun!”
“Zevalsiz kemal olmaz” demiştik. Şunu da kaydetmemiz lâzım: “Zevâl kemâlin ardından gelir”.
Bu yazıyı okuyacak CHP’lilere hamiş (çünkü onların partisi bu kelimeleri sözlüklerimizden tard etmiştir, bu yüzden anlamlarını bilmezler):
Kemâl, olgunluk; kusursuz, tam ve eksiksiz olma; tamlık, erginlik, yetkinlik, mükemmellik demektir. Zevâl ise, yok olma, ortadan kalkma, ölme, ölüm... Ayrıca “alçalma, iyi hâlden kötü hâle düşme, düşkünlük” demektir. Dahası: Güneş’in öğle vaktinde en yüksek noktadan batıya doğru inmeye başlamasıdır. İnsanoğlu hergün güneşin kemâlini de görür, zevâlini de!
İlk Kemal ile ikinci Kemal arasında hayli zaman farkı var ama birincisini takip eden Kemal ancak “Zeval Kemal” olabilir.
CHP tarihinde doğru uygulamalar var, az da olsa... Çok yanlış, hatalı, kabul edilemez ve menfur uygulamalar var...
Dersim harekatı bunlardan biri miydi?
Bu hususta Zeval Kemal konuşmuyor.
Daha doğrusu, partisinin eski yanlışını savunur bir yerde duruyor.
Dersim’i savunabilen bir zihin neleri savunmaz ki?
Çünkü Dersim harekatı, bugünkü CHP genel başkanının mensubu olduğu inanç grubuna ve belki de etnik gruba karşı bir harekattı. Onun ailesini de hedef alan bir katliama dönüşmüştü...
Kimden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın, savunulacak tarafı yoktu(r).
Kemal Zeval bunu dahi savundu! Bunu savunan neleri savunmaz?
Mesela camilerin CHP döneminde camilikten çıkarılmasını, satılmasını, amacı dışında kullanılmasını...
Savunabilir mi?
Savundu!
“O camilerde bu ülkeyi savunmak için, bizim çocuklarımız için şehitliği göze alan askerler, insanlarımız kalıyordu. Çünkü kışla, yer yok. Nereye bırakacağız bunları, bu askerlerimize nerede bakacağız?”
Cehalet bulaşıcıdır! Yüz gram yakın tarih bilenler, bunun böyle olmadığını bilirler!
Madem birinci öncelik, askerlerin barındırılmasıdır, halkevleri binaları yapılacağına kışlalar yapılabilirdi!
Şehadeti göze almış askerlerimiz burada barındırılırdı.
Fakat, bazı camilerde askerler barındırılmadı ki.
Henüz mekanizasyonunu tamamlamamış askeriyenin taşıyıcı unsurları, atlar, katırlar ve (afedersiniz) eşekler barındırıldı!
Yani camiler ahır yapıldı!
Bizim balkanlarda terk etmek zorunda kaldığımız camiler ne yapıldı?
En azından bir kısmı CHP’lilerin Türkiye’deki muamelesine tabi tutuldu. Ama, ahır yapılanı var mı? Biz duymadık!
CHP’nin zevâlinin resmini çekmek isteyen varsa hemen makinalarını kapsınlar.
Kemal Zeval işte orada!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.