Aşağıdaki diyaloglar 1996 yılında Amerika’nın Los Angeles kentinde Louis Farrakhan’ın liderliğini yaptığı Nation of Islam’ın bir toplantısına katılan (İslam Milleti) Türkiye vatandaşı A. Yavuz ile toplantı salonunun kapısında görevli Gana asıllı Amerikan vatandaşı Ebubekir arasında geçti.

A. YAVUZ: Selamünaleyküm

EBUBEKİR: Ve aleykümselam. Hoş geldin. Nerelisin?

A. YAVUZ: Türkiyeliyim.

EBUBEKİR: Oh kardeşim. Gel seni bir kucaklayayım. Demek o kutlu insanın memleketinden geliyorsun ha. Şimdi seni bir kat daha fazla sevdim.

A. YAVUZ: O kutlu insan dediğiniz kim?

EBUBEKİR: Nasıl yani? Kaç tane kutlu insan var Türkiye’de. O bizim liderimiz. Necmettin Erbakan’dan bahsediyorum.

A. YAVUZ: Erbakan’a gösterdiğiniz bu ilgiden dolayı ben de çok memnun oldum. Yalnız o bizim liderimiz, sizin niye lideriniz oluyor?

EBUBEKİR: Ne demek sizin niye lideriniz oluyor? O Müslümanların lideri değil mi? Hatta önce siyah Müslümanların lideri, sonra tüm Müslümanların lideri. Dolayısıyla siz de siyah olmadığınız için, öncelik biz de oluyor.

A. YAVUZ: Evet biz de Erbakan’ı tüm Müslümanların lideri olarak görüyoruz. Allah onu kutlu ve muzaffer eylesin. Yalnız, önce siyahların lideri demekle, neyi kastettiğinizi anlayamadım.

EBUBEKİR: Geçtiğimiz gün bir toplantıda bir Porto Rikolu kardeşim Ali Rodriguez anlattı. Farrakhan da ona anlatmış. ‘Erbakan’ı dinleyince, karşımda Batılılara karşı mücadele eden siyah bir lider gördüm. Erbakan asil bir beyaz ama siyah kanı taşıyan Müslüman bir lider gibiydi’ demiş. Amerikan emperyalizmine ancak siyahlar harekat başlatırlarsa dur denilebilirmiş demiş. Bir de her yıl Batı’nın politikaları yüzünden ölen milyonlarca Afrikalıdan bahsetmiş. Afrika’nın asil çocukları, dünyayı yeniden uygar ve adil hale getireceklerdir demiş.

A. YAVUZ: Desene artık Farrakhan yerine yüzünüzü Erbakan’a döneceksiniz.

EBUBEKİR: Erbakan da Farrakhan da bizlerin lideridir. Farrakhan asil bir siyahtır. Erbakan ise siyah kanı taşıyan asil bir beyazdır.