Futbol spor değildir
Aziz Yıldırım ilk gözaltına alındığında herkes tuttuğu takımı bıraksın başlıklı bir yazı yazdım. O gün için benim acele ettiğimi düşünenler arasından bugün tuttukları takımları bırakanlar olduğunu görüyorum. Çünkü spor severliğin içinde bir yerde tanımlanan futbol takımı taraftarlığının suyu çıkmış durumda.. Artık futbol ile ilgilenenlerin futbol topu beyinli olanları hariç neredeyse tümü süreci sorgular hale geldi. (O futbol topu beyinliler için yapabileceğimiz bir şey olmadığından zaten değerlendirme dışı tutuyorum) Ama mesela her maç sonrası oturup saatlerce maç sonrası programlarını izleyen kitle, kendi kendine hiç sormuş mu acaba; neden sadece hakem tasarrufları konuşuluyor diye.. Bir maçın ardından, hakemin maçı nasıl yönettiğinin konuşulmasını normal karşılayan bir adamı, izlediği maçta şike yapıldığına falan inandıramam. Ama onlara hâlâ bu peşinden gittikleri aktivitenin bir sosyal ya da sportif faaliyet olmadığını, bir iktisadi faaliyet olduğunu anlatabilirim.
¥
Neler konuşuluyor şu günlerde? UEFAnın cevap beklemesi, liglerin başlama tarihi, küme düşecek takım varsa onların durumu vesaire değil mi? Temelde bu aslında şu anlama geliyor. Bir ikili hukuki mekanizmadan söz ediyoruz. Adli yargı bir taraftan çalışırken bir taraftan da spor yargısı bir karara varmaya çalışıyor. Aranızda futboldan en anlamayan olarak soruyorum ben de; Fenerbahçe küme düşürülür ise fakat adli yargı sonucu kulübün şike işine karışmadığı ortaya çıkarsa ne olacak? İşte bu andan itibaren meselenin aslında sportif bir faaliyet olmadığını, bir ticari faaliyet olduğunu koyalım ortaya..
¥
Birkaç firma ismi vermek durumundayım kusura bakmasın kimse.. Etrafımda birçok kişi şöyle diyor: Bu sezon Digiturk aboneliğimi yenilemeyeceğim. Çünkü FBnin olmayacağı bir ligle ilgilenmiyorum.. Peki Digiturk ile TFF arasındaki sözleşmede, izleyicisi toplam futbol izleyicisinin en azından üçte biri olan bir kulübün küme düşmesi halindeki şartlar düzenlenmiş mi? Kamyonla para ödeyecek olan yayıncı kuruluş bu parayı çıkaramama riski için bir madde koydurmuş mu acaba? Peki ya Bank Asya Ligi.. Durup dururken kazanacağı değer üzerine bir hesaplama yapıldı mı? Fenerbahçenin oynayacağı maçlar, şifresiz bir kanaldan yayınlanacak. İnsanlar Fenerbahçeyi artı para ödemeden izleyecekler. Bunun yayıncı kuruluşa reklam getirisi de haksız rekabet değil mi?
¥
Geçenlerde bu meselelerden anlayan bir arkadaşla konuşuyoruz. İşin iktisadi boyutuna geldi söz. Dedi ki; Bu da endüstriyel futbol.. Değil.. Bu Futbol endüstrisi.. Bakın nasıl bir endüstri, söyleyeyim size.. Sadece yayıncı kuruluşların kutu satmasıyla sınırlı bir yapı değil bahsettiğimiz. Mesela devlet eliyle yasal bahis oynatan bir şirket var. İDDAA.. Buradaki işlerin nasıl sarpa saracağını düşünebiliyor musunuz? Mesela x ile ynin karşı karşıya geldiği bir maçta şike yapıldığı tespit edildi.. Hadi bırakın ikili hukuki yapıyı.. Her iki yargı da kararını bu yönde vermiş olsun.. Xin kazandığı maçta bahis oynayan kişi Yye para yatırmış olsun. Normal şartlarda kazanacakken kaybetti yatırdığı parayı.. Kimden tazmin edecek? Ve daha İddaa gibi kaç tane futbol maçı bağlantılı kumar var? Spor Toto vesaire.. Ya da en basiti her hafta sonu bilet alıp maça giden bir adam, artık ikinci ligde oynayan takımını desteklemek üzere stada gitmeyebilir.. Bu bile ticari bir değişikliktir. Ve tabii bu kulüplerin bazılarının halka açık olması da cabası.. İşin o kısmına hiç girmiyorum. Hakikaten sportif bir aktivite arıyorsanız, futbol en son gelsin aklınıza. Kalın sağlıcakla.