Güney Sudan Cumhuriyeti
Sudan'ın güneyinin ana bünyeden koparılıp bağımsız bir devlet yapılması üzerine zihinlerde de ister istemez bir güney - kuzey Sudan ikilemesi ortaya çıktı. Çünkü topraklara çizilen sınırlar hızla zihinlere de çiziliyor. Geçmişteki güney - kuzey Yemen, günümüzde hâlen süren güney - kuzey Kore gibi güney - kuzey Sudan ikilisi ortaya çıktı. Her ne kadar resmi adları hep böyle olmasa da zihinlere güney - kuzey, doğu - batı ikilisi olarak yerleşiyor.
Sudan'ın güneyinden koparılan toprak parçası üzerine kurulan devlet resmi olarak da Güney Sudan Cumhuriyeti adını aldı. Güneyliler isim konusunda aralarında tartıştılar. Bazıları Juba Cumhuriyeti olmasını istedi. Başka seçenekler de konuşuldu ve sonunda Güney Sudan Cumhuriyeti adında karar kılındı. Fakat Sudan, güney ve kuzey diye ikiye ayrılmış değildir. Ülkenin güneyinden bir parça alınmıştır. Afrika'nın en geniş toprağa sahip ülkesi durumundaki Sudan'ın toprakları biraz küçültüldü. Ama yine güneyiyle kuzeyiyle, doğusuyla batısıyla Sudan vasfını koruyor. Resmî adı da Sudan Cumhuriyeti'dir. Yani bütünün sadece kuzeyine indirgenmiş değil; yine ana bünye durumundadır. Bu ana bünye de İslâm coğrafyasının bir parçasıdır ve Müslüman nesillerin yapması gereken yeni sınırlar çizilmesine fırsat vermek değil, sömürgeci politikalara göre çizilen mevcut sınırları önce zihinlerden sonra topraklardan kaldırmaktır.
İsimleri basite almamak gerektiğini, bakış tarzını belirlemede büyük önem arz ettiğini daha önce muhtelif yazılarımızda dile getirmiştik. Mavi Marmara ve işgal devleti zindanında koğuş arkadaşlarımdan İbrahim Sediyani de isimlerin kültürel boyutu üzerinde güzel çalışmalar yapmış. Bu konuda duyarlı kardeşlerimize Kuzey Sudan adını tercih etmemelerini tavsiye ediyorum. Sudan zihnimizde yine Sudan olarak kalsın. Kendini Güney Sudan Cumhuriyeti olarak isimlendiren parçayı bu adla adlandırdığımız zaman zaten Sudan denince kastedilenin ana bünye olduğu bilinecektir.
İslâm coğrafyasının böyle küçük parçalara ayrılmasının çağdaş sömürgeciliğin izlediği sinsi politikaların bir sonucu olduğu biliniyor. Güney Sudan'ın koparılmasının alt yapısı da İngiliz sömürgecilerin o toprakları işgal altında tuttuğu dönemde hazırlanmıştı.
Yıllar süren gerilla savaşının ardından referandumun, hazırlanan plana göre sonuç vermesi için de yoğun propaganda ve sinsi bir yönlendirme faaliyeti yürütüldü. Batıdaki tüm yayın organları konuyla ilgili haber ve yorumlarını sürekli, her şey olmuş bitmiş halk bağımsızlığı seçmiş ön yargısına göre yapıyor, zihinleri bu sonuca şartlandırıyorlardı.
Sömürgeciler İslâm coğrafyasını küçük parçalara ayırırken izledikleri politikalarını Sudan'ı bölerken de dikkatten kaçırmadılar ve arada tartışmalı bir bölge kalmasını sağladılar. Şimdi Güney Sudan normalde referanduma dâhil olmayan bir bölge üzerinde hak iddia ediyor.
Burada bir bilgi hatasını da düzeltmekte yarar görüyorum. Güneyin bağımsızlığıyla ilgili referandum, ön anlaşma gereği sadece ayrılması planlanan bölgede gerçekleştirildi, Sudan'ın tamamında değil tabii. Tamamında oylama yapılsaydı kaybeden elbette bölünmeyi isteyen taraf olacaktı. Ne var ki bu tür oylamalar geleneksel olarak ayrılma talebinde bulunan bölgelerde gerçekleştirilmektedir. Fakat Türkçede bazı yorumlarda referandumun Sudan'da yapıldığı ifadelerine rastladığımdan böyle bir düzeltmeye gerek gördüm.
Çağdaş emperyalizmin bölgede böyle bir yapay devlet ortaya çıkarmasının amaçlarından biri Sudan'ın güneyinde bir uzak karakol oluşturmaktır. Sudan yönetimi onların bu oyunlarını bozmak için yeni devletle iyi ilişkiler kurma yönünde bir politika geliştirmeye çalıştı. Fakat emperyalist güçler de kendi planlarını yürütmek için söz konusu sınır problemini sürekli sıcak tutmak istiyorlar. Emperyalistler aynı zamanda bu problemi Güney Sudan'ın kendi desteklerine sürekli ihtiyaç duyması için değerlendirmek ve böylece oluşturulan yapay devlete sağlam bir şekilde kazıklarını çakmak istiyorlar.
Siyonist işgal devleti de uluslararası emperyalizmin himayesi altında Güney Sudan'a çengel atabilmek için yoğun çaba harcıyor. İşgalci siyonist bu yolla bir yandan yeni devletin servetine ortak olmaya çalışırken bir yandan da Sudan'ın arkasına pusu kurmayı hedefliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.