Ersoy Dede

Ersoy Dede

Haberal’ın yeni villaları

Haberal’ın yeni villaları

Zonguldak milletvekili olarak CHP 1. sıradan seçim kazanan Mehmet Haberal’ın artık Zonguldak’ta iki de villası var. Genel Maden İş Sendikası’nın eski başkanı Çetin Altun döneminde trilyonlar harcanarak yaptırılan ‘Pembe Köşkler’ artık Mehmet Haberal’ın hizmetinde. Sendika yönetimi, her iki villa için toplam aylık 6 bin TL’ye dört yıllığına sözleşme yaptıklarını açıkladı. Sendika’nın açıklamasına göre bir yıllık kira da peşin alındı. Yani 72 bin TL, daha Haberal cezaevinden çıkmadan ödenmiş durumda.
Sendika’nın tasarrufunu üyesi olan gariban madenciler sorgulasınlar. Gelin biz Haberal’ın tasarrufuna büyüteç tutalım.
¥
TBMM’den yapılan resmi açıklamaya göre, Haberal, milletvekilliğinden hak ettiği yaklaşık 40 bin TL’lik maaşını alabilmiş değil. Para, yemin edilene kadar TBMM’nin emanetinde tutulacak. Sahibi olduğu Başkent Üniversitesi ve onun iştiraki konumundaki Kanal B televizyonu da aslında bir özel işletme değil. Bir Vakıf. Anlayacağınız, Kanal B’nin de içinde bulunduğu ajans, radyo ve TV’nin ve dahası bir uygulama oteli olarak vakfın bünyesine kattığı Patalya Otel’in patronu Mehmet Haberal değil. Bir Vakıf.. Ve vakıflar kazançlarını ancak vakfın içinde değerlendirebilirler. Tabii bunun aksi örnekleri zaten mevcuttu. Örneğin Üniversite’nin akademik birimlerine hizmet amaçlı olarak kurulduğu söylenen şirketlerin yasal dayanağı nedir? Ya da az evvel adını andığımız o ünlü (!) Patalya Otel’in spor tesisleri hangi parayla ve hangi amaçla kuruldu? Ya da Bağlıca’daki Başkent Üniversitesi ana kampüsünde faaliyet gösteren Mol Gıda hangi parayla kuruldu. Fırıncılık yapan babası mı verdi bunların parasını Mehmet Haberal’a? (yani ‘rahmetli babasından mı kaldı?’ anlamında söylüyorum)
¥
Gelelim Pembe Köşkler’e.. Zonguldak’ın en gözde yerinde, kenti panoramik olarak gören ve de Karadeniz’e meydan okuyan o güzelim iki villanın parası nereden geldi? Sendika yöneticileri diyor ki; “Haberal bu villaları satın almak istedi. Biz taşınmazımızı elden çıkarmak istemediğimiz için kiralamayı uygun gördük”... Yani Haberal burayı satın da alabilecek ekonomik güce sahip. Oysa cezaevine girmeden evvel kazandığı parayı sorduğunda hakim, “aylık 10.000 TL” olarak açıklamıştı. Cezaevindeyken de vakıftaki görev ve yetkilerini devretmiş olması gerektiğinden para kazanamıyor olması gerekiyordu. Bugün baktığımızda, söz konusu iki villanın çıplak kirası 6 bin TL. Elektrik, su, telefon, yakıt ve villalarda çalışacak personel, araçlar, şoförler gibi diğer hizmetleri de içine kattığımız zaman aylık ortalama 20 bin TL gibi bir gideri olacak. Kâr amacı gütmeme ana şartıyla kurulan ve kazancın tümüyle vakıf hizmetlerine yönelik harcanması yasayla korunan Vakfın parasıyla Ergenekon sanığına villa tutulmuş durumda. Dahası ‘CHP’nin irtibat bürosu (!)’ olarak kiralandığı açıklanan villalar için anlaşmayı, Haberal’ın oğlu eski MHP yöneticisi Erkan Bülent Haberal yapmış.. Bahçeli, bir adamının rakip siyasi parti için irtibat bürosu peşinde koştuğunu biliyor mu acaba?
¥
Neyse.. Konumuza geri dönelim.. Peki ne olacak şimdi? Evvela YÖK, gerekli denetimleri yaparak, kazancın eğitim faaliyetine harcanıp harcanmadığı konusunda bir rapor yayınlamalı. Diyecekler ki, “Vakıf Üniversitelerinin mali yapısı YÖK tarafından denetlenemez” Oysa bal gibi de denetlenir. YÖK, akademik faaliyeti denetlerken, eğitim için harcanması gereken paranın, kurucu rektörün deniz manzaralı villası için harcandığını da pekâlâ ortaya koyabilir. Bu da akademik denetimin sınırları içindedir. Fakat en kısa zamanda vakıf üniversitelerinin mali tablosunun Sayıştay denetimine açılması da sağlanmalıdır. Üniversiteler, özerkliği bilim üretiminde yaşamaya devam etsinler. Fakat öğrencilerden aldıkları eğitime katkı payını hangi ölçüde öğrenciye hizmet olarak sunduklarını da belgelesinler. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi