Ramazanda Türkiye
Bu yıl ağustos, ramazan ayımız oluyor. Ağustos sonu da bayram... Biz Türkler için hayırlı, hattâ kutlu bir ay sayılıyor ağustos. Osmanlı’nın tarih oluşturan birkaç zaferinin bu aya rastlamasından sonra, tarihimizin son meydan muharebesini kazanarak düşmanı topraklarımızdan attık ki cumhuriyetin kurulmasını sağladı.
Biz tarihçiler, büyük çapta Osmanlı zaferinin daha çok ağustosa isabet etmesinin sebeplerini elbette biliyor, açıklıyoruz. Ama bu, ağustos sevgimize halel getirmez. İnşallah 2011 ağustosunda da hükûmetimiz, önemli icraatta bulunacak.
Bir kısmı irademizle, bir kısmı irademiz dışında oluşan bazıları hayatî sayılabilecek önemli konular, Türkiye’nin önündedir. Terör bunların başında geliyor. Dış politikada Suriye’yi dikkatle izlemeye mecburuz. Baas yönetimi muvâzaalı (şikeli) partiler kuracağı iddiasıyla zaman kazanmaya çalışıyor.
Şam’da iktidarın yumuşak bir değişimi başarma şansı gittikçe zorlaşıyor. İran’ın füze ve bomba ile güçlenip, Batı demokrasilerinin Suriye’nin yakasından düşmesi bekleniyor. Ama ABD Başkanı’nın “gayri meşrû” ilân ettiği Esad II, saygınlığını yitiriyor. Suriye’nin felâkete uğramasını önlemek gerekiyor. Güneydoğumuzdan sonra güneybatımızda da yeni bir Irak tablosu meydana gelmesini istemeyiz. Kaddafi Libya’da halkının kırılması pahasına direniyor, taklidi gerekmez. Kaddafi, her döneminde eksantriklik fiyakası ile yaşadı.
İsrail’le ilişkilerimiz diğer bir konu. Türkiye, Doğu Kudüs meselesine karışmasın, Filistin bağımsız devleti için destek vermesin, mümkün değil. Bu coğrafyanın meselesidir. Araplar’a mahsus ve münhasır değildir.
Arap Birliği üyesi Somali’de her gün binlerce kişi açlıktan ölürken, Arap devletleri bîgâne... Arap Baharı da sanıyorum o iklimlerde sert geçen yaz mevsiminin tesiriyle rehâvete girmiş gibi. Ama kimse aldanmasın, yanlış hesaplar yapmasın, bahar rüzgârı kesilmez, hükmünü icra edecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.