Kurumlar yerine oturuyor
Ne hazindir ki komutanlar, askerini koruyamadığı için değil, sanık generallerini kollayamadığı için emekliliklerini istediler.
Geri kalmış ülkelerde seçimler göstermeliktir. Baas rejimlerinde de seçim yapılıyordu. Böyle ülkelerde silah kimdeyse yetki ondadır. Meclis, hükümet bunlar göstermeliktir.
Türkiye, bugün bu hallerden kurtulma mücadelesinde. Kan akmadan, gözyaşı dökülmeden normalleşiyor. Hükümet, sadece meclise karşı sorumlu olduğunu fiilen gösteriyor.
İmtiyazlı kurum anlayışı bitmekte.
Herkes, her kurum olması gereken yerde olmalı, durması gereken yerde durmalıdır. Ne icra yargıya, ne TSK medyaya, ne polis başka bir yere müdahale etmeli. TSK safra atıyor, üniversite derebeylik rejiminden çıkıyor.
Asker, yanlış düşman algılamasıyla önemli reflekslerini kaybetti.
Genelkurmay başkanıyla kuvvet komutanlarının çekilmesinden dolayı kimse üzgün değil. Kendilerine emanet edilen gençlerin harcanmasına engel olamayan komutanlar, niçin o makamlarda kalsınlar? Fakat ne hazindir ki bu komutanlar askerini koruyamadığı için değil, zanlı generallerini kollayamadığı için istifa ettiler veya yumuşatılmış uygulamayla emekliliklerini istediler.
Zannederiz şimdi anlaşılıyordur 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu için neden o kadar yazı kaleme aldığımız. Eğer, Anayasa değişikliği, yüzde 58 gibi büyük bir ‘evet’ oyuyla kabul edilmeseydi Türkiye, bugün de askerî vesayet altındaydı. Bugün de jüristokratik faşizm yaşanıyordu, bugün de geniş ölçüde fikir üretme kabiliyetini kaybetmiş medyanın halka karşı psikolojik savaşı devam ediyordu.
Âmânın gözlerinin açılma sürecini yaşıyoruz.
Baas tünelinden ışığa çıkma zamanlarındayız.
Üniversite, adliye, kışla, Bâb-ı âli, siyaset kirden, pastan temizleniyor. Öz ülkesine yüklenen kurumlar, tek parti dayatması, kalkıyor. Türkiye kendisiyle yüzleşiyor. Eskiden bize hata ve eksiklerimizi söyleyen herkes haindi, düşmandı. Şimdi görüyoruz ki öyle değilmiş. Her denilen art niyetle söylenmemiş.
Türkiye, bir yeniden yapılanma döneminde, 31 Mart 1908’den bu yana süre gelen anormal şartlardan kurtulma temizliğinde. Eskiden, ‘eskiden’ diyorsak en fazla 15 yıl önce bir başçavuşa bile dokunmak mümkün müydü? Şimdi savcı, suça bulaştığı kanaatine vardığı kuvvet komutanı için yakalama müzekkeresi çıkartıyor, generaller tutuklanıyor, yargılanıyor. Doğrusu budur. Hukuk üstünse adalet herkese karşı işlemeli. Garip-gurebaya gücü yeten adalet, zavallı bir taşra mahkemesidir.
Türkiye, karanlıktan çıkmayı 5 temel sebebe borçlu.
1-Dünya krizlerinden bile etkilenmeyen sağlam ekonomi.
2-Anayasa referandumu.
3-Siyasi iktidarın, üstüne gelen bütün baskılara karşı dik durması.
4-İktidarın koşarcasına çalışması.
5-İktidarı fikren besleyen kaynakların varlığı...
.....
Yarın: ‘ONE MİNUTE’A EŞ DEĞERDE
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.