Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Mayına bastılar!

Mayına bastılar!

Hani o eski kabadayılıklar!..

Cumhurbaşkanı’nın başörtülü eşini görünce karşı kaldırıma geçen rütbeliler, bugün başbakanın karşısında çakı gibi selama duruyor.

Bazılarının ağzı ile söyleyeyim:

“İktidara gerdan kıranlar, menfaatleri olunca çarşaf bile giyerler.”

Omuzlarındaki kalabalıklara bakıp da yanılayım demeyin, öyleleri var ki terfi tayin ve de sicilden korktukları kadar Allah’tan(c.c) korkmazlar.

Amirsen, işte bu noktada amirliğini amir gibi yaparsın.

Dinleyen varsa kalır, horozlanan varsa gider...

Eskileri hatırlayın.

Askerin isteği yerine getirilmediğinde ya darbe yapardı, veya bir gece muhtırası ile işi bitirirdi.

Şimdi ise istifayı yeğliyor.

Ha şöyle, yola gel de ense tıraşını görelim.

Mason localarının bir gecede iktidar devirip iktidar yaptıkları devirler de gerilerde kaldı desem yanılmış olmam... Köprülerin altından çoook sular geçti...

Diktatörleri yıllardır başlarında kutsanmış taç gibi taşıyan Ortadoğu halkı bile uyandı.

Ortadoğu’daki iç ayaklanmalar her ne kadar emperyalistlerin kardeşi kardeşe kırdırma oyunundan kaynaklanıyorsa da sonuçta meydanlarda halkın sesi yükseliyor.

Siz buna “Kutsal Uyanış” diyebilirsiniz.

Ne var ki bizim bir tarafımız hâlâ uykuda.

Güneydoğumuzdaki petrol kuyuları bazılarımıza uyku veriyor.

Gidişatı anlayamıyorlar...

“Ergenekon çeteleri biter, terör de biter” sözünü yabana sakın atmayın.

Servetlerine servet katanlar için 13 askerin şahadeti çok mu önemli. Fesat yuvaları el ele vererek yıllardır ülkeyi bu hale getirdiler.

Nasıl ki ittihatçıların ihanetinden koskocaman imparatorluğun bölünmesi çıktıysa, Kürtçülüğün de altından Anadolu’nun ikinci kez bölünmesi çıkar.

Bölecekler, sömürecekler...

Varsın onlar öyle düşünsünler.

Şartlar ise öyle demiyor.

Ortadoğu uyanır da Anadolu uyanmaz mı?

Bugünkü manzarayı bu açıdan okuyabilirsiniz...

Her ne kadar siyasi iktidarın başarısı varsa da, asıl başarı, oyların bir merkezde toplanmasında bilinçlenen halkımızındır. Neresinden bakarsanız bakın eser ona aittir.

İşte gördünüz, Türkiye gündemi askeri vesayetin cenaze namazına geldi dayandı.

Artık iktidar da “Kürt Açılımı” yerine, “Demokratik Açılım” demeye başladı.

Öyle ya, varsa hepimize var, yoksa hiçbirimize yok.

28 Şubat’ı yapanlar onun bin yıl süreceğini söylemişlerdi.

Şu anda aradan 14 yıl geçti.

28 Şubat’ı yapanlar gitti, eserleri ise hâlâ duruyor...

28 Şubat kış uykusunda.

Karlar kalkarsa onlar da yeniden harekete geçerler.

Ne var ki bu kış öyle bir kış değil.

Arkasından sivil anayasa değişikliği gelince, kış uykusu hepten tabii halini alarak hayallere ve de tarihi vakalara doğru akıp gidecek. O yüzden, yazının başlığını mayın koydum.

Bugünlerin olacağına asla inanmayanlar mayına basmış gibi şoke oldular.

Arkası da ha bire tutuklamalarla devam edip gidiyor...

Edecek de...

Hani demiştik ya, keser döner sap döner gün gelir hesap döner.

Daha durun bakalım, ne keserler, ne saplar dönecek.

Terör de bitecek, terörün başını çekenler de hesap verecek.

Bu kadar şehidin hesabı, katilleri cezaevinde beslemek değildir herhalde.

Bu işin kısası yok mu?

Caniler için “Kısasta sizin için hayat vardır” buyuruyor yüce Rabbim...

Kimseler mayına basmasın...

Ama Allah’ın yüce adaleti gelsin, kan ve gözyaşları sona ersin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi