Philantrophy

Philantrophy

İngilizce bir terim bu ve basit anlamıyla ‘’insanlık sevgisi’’ demek.

Kelimenin kökeni Antik Yunan’a dayanıyor. Efsaneye göre, ilk insan olarak bilgisiz, kültürsüz, herhangi bir yetenekten yoksun insanlar yaratılmıştı.

Bu yaratıklar bu nedenle sürekli yaşamları için korkarak mağaralarda, karanlıkta yaşıyorlardı.

Bu nedenle Tanrıların Kralı Zeus, bu yaratıkları yok etmeye karar verdi.

Ancak adı ‘’İleriyi gören’’ anlamına gelen Prometheus ‘’philanthropos tropos’’undan yani ‘’insanı seven’’ karakterinden dolayı bu yaratıklara hayatlarını zenginleştirici iki güç bağışladı: Bütün bilgiyi, teknolojiyi, sanatı ve bilimi simgeleyen ‘’Ateş’’ ve ‘’Umut...’’

Bu iki yetenek insanlık boyunca elele gitti, ateş sayesinde insanlar umutlu olacak, umut sayesinde de ateşi insanlık koşullarını iyileştirmek için kullanılacaktı.

Bu yeni kelime sevgi anlamına gelen ‘’philos’’ ile insan anlamına gelen ‘’anthropos’’un bileşiminden oluştu.

İnsan olanı sevmek, medeniyetin özü ve temeli kabul edildi.

Buraya nereden geldik?

Kuraklık nedeniyle büyük bir felaketin eşiğine gelen Afrika’ya yapılan etkileyici yardım kampanyaları ve The Economist’in bir haberinden.

Kabul edelim ki, uzun yıllar dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen felaketlere ilgisiz kaldık.

1999 Marmara Depremi bu konuda gözümüzü açtı. Başta komşumuz Yunanistan olmak üzere dünyanın dörtbir yanında gelen yardımlar bize zor anlarda dayanışmanın, yardımlaşmanın önemini hatırlattı.

Ardından 2000’lerin ekonomik çıkışı geldi ve Türkiye yardım alan bir ülkeden yardım veren bir ülkeye dönüştü.

Bu rakam milyar dolarla ifade edilen bir boyuta geldi.

Türkiye bugün başta Afrika olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerine yardım gönderiyor, zor durumdaki insanların acısını dindirmek için elinden gelen çabayı gösteriyor.

Bugün hala uluslararası yardım konusunda başı Amerika çekiyor. ABD’nin 2010’da çeşitli ülkelere sağladığı yardım miktarı 31 milyar doları buluyor.

Ama son 10 yıla kadar bu konuda başı çeken sanayileşmiş 15 ülkenin oluşturduğu Kalkınma Yardım Ajansı’nın (DAC) payı hızla düşüyor.

Yerine Türkiye gibi yeni ülkeler geliyor.

Mesela Hindistan...

1951-1991 yılları arasında 55 milyar dolar yardım alan Hindistan dünya tarihinin en büyük yardım alan ülkesi ünvanını taşıyor.

Hindistan şimdi rolünü değiştiriyor ve önümüzdeki beş ile yedi yıl içinde yardım amacıyla harcanmak üzere 11 milyar dolarlık bir fon oluşturuyor.

Benzer bir yardım kuruluşu kurma hazırlığında olan Brezilya’nın yıllık yardım harcaması 4 milyar dolar ki, bu rakam İsveç ve İtalya’nınkine eşit.

Suudi Arabistan ve Rusya gibi ülkeler yardımlarda önceliği komşularına veriyorlar.

Ayrıca yeni yardım veren ülkeler, bu konuda ticari ve siyasi bağları daha çok gözönünde tutuyor.

Kendisiyle ilişki içinde olan en borçlu Afrika ülkelerinden olan alacaklarını silen Çin gibi...

Çin yardım konusunda amacının yardım alanı kalkındırmak olduğunu söylüyor.

Türkiye, başta Gazze olmak üzere dünyanın heryerinde yardım bayrağını dalgalandırıyor.

Sizlerin verdiğiniz 5 liralar, 10 liralar Afrika’da bir çocuğun hayatını kurtarıyor, Filistin’de bir bebeği sağlığına..

İnsan olmanın güzelliğine yardımlaşarak varıyoruz ve gördüğümüz tablo bu topraklar adına bize gurur veriyor.



Telefonda küfür

Aziz Yıldırım’ın şimdi de çeşitli kişilere telefonda saydırdığı küfürler ortaya

saçıldı.

Büyük bir suç delili olarak sunuluyor bu küfürler.

Yakında ‘’Aziz Yıldırım’ı İmralı’ya koyalım’’ kampanyası başlarsa şaşırmayacağım.

Elinize vicdanınıza koyun ve söyleyin, bir kişinin başkası hakkında özel konuşuyor zannıyla ettiği küfürleri ortalığa saçmak adalete hizmet eder mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi