Evet AK Parti bir lider partisidir, şahsiyetli/karizmatik lider partisi. Partilerde ekipler olur ama parti, liderindir. Liderin etkileyici, şahsiyetli olması parti içi demokrasiye engel değil, tam tersine sağlıklı işlemesine sebeptir.

14 Ağustos 2001’de kurulan AK Parti, doğum yıl dönümünü kutluyor.
‘At, binicisine göre kişner’ sözü meşhurdur.
AK Parti, genel başkanı ve Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, partisine de kitlelere de güven duygusu verdi. İnandırıcı oldu. Sözünü tuttu. Vaadini unutmadı. Talimatını takip etti. Bir kere yerli bir aile hayatı var. Çocuklarıyla akrabaları bu 10 senede lekeli işlere karışmadılar. Parti kadrolarında tek-tük de olsa yanlış yapanlar barındırılmadı.
Parti, 3 Kasım 2002’de geçerli oyların yüzde 34.63’ünü alırken bunu 2007’de 46.58’e ve 2011’de de 49.83’e yükseltti. Ayrıca 2010 Anayasa referandumundaki yüzde 58’lik oy da bu başarı içindedir.
Eğer, ‘2007 e-Muhtırası’na, Anayasa Mahkemesi’ne laiklik aleyhtarlığı iddiasıyla açılan kapatma davasına, cumhuriyet mitinglerine, AK Parti’den cumhurbaşkanı seçilmesin diye 367 Anayasal hilelerine, Davos’ta Şimon Peres’e ve daha onlarca tuzak, tehlike, tehdit ve tezgâha karşı dik durulmasaydı konuşulan başarılar elde edilemezdi.
Türk lirası, para olma itibarına bu iktidarda kavuştu.
Enflasyon canavarı, bu iktidarla mağlup edilerek ekonomik istikrar kuruldu.
Dünya, kriz yaşarken ülkemiz, bu iktidarla yatırımlarını büyüttü.
Türkiye, dış politikada Osmanlının şanlı günlerindeki şerefe bu iktidarla kavuştu.
Ulaşım, iletişim bu iktidarla katlanarak gitti.
Demir ve deniz yolu bu iktidarla hayatı kolaylaştıran unsurlar olarak devreye girdi.
Dokunulmazlıkların vekil dokunulmazlığından ibaret olmadığı, sivil ve asker bürokratların mahkeme önüne çıkartılmasıyla görüldü.
Genelkurmay başkanının Başbakanın mevkidaşı olmadığı bu iktidarla isbatlandı.
Kiradan kurtulan yargı, zanlı herkesi mahkeme önüne çıkartabilme gücüne kavuştu.
Bütün bunlarda Tayyip Erdoğan’ın karizmatik duruşunun payı ilk sıradadır. Evet AK Parti bir lider partisidir, şahsiyetli/karizmatik lider partisi.
Biz aksini düşünüyoruz:
Partilerde ekipler olur ama parti, liderindir. Liderin etkileyici, şahsiyetli olması parti içi demokrasiye engel değil, tam tersine sağlıklı işlemesine sebeptir.
Şimdi ustalık döneminde olan Tayyip Erdoğan, seçtiği hedefe yürüyen insandır.
Çankaya’ya da yürüyebilir.
‘Köy muhtarı yapmazlar!’ diyenlerde ne de uzak görüş varmış!
Nefret ettikleri insan, köy muhtarı olmadı, bölge lideri oldu.
Boğaz’a köprü yapılmasına muhalefet edenler, cumhuriyet mitingi yapanlar, olur-olmaz zamanda laiklik sar’asına tutulanlar, AK Parti’nin yolunu kesmek isteyenler hep aynı zihniyetti.
Fakat talih, basiretsizlere, ufuksuzlara değil millete güldü.
Türkiye, 28 Şubat 1997’de girdiği karanlıktan 10 yıllık bir maceradan sonra kurtuldu, 12 Eylül 2010 Referandumuyla da kader kavşağını aldı.
Sivilleşme yolundaki ülkemiz, bir de aklıselimle sivil bir anayasa yaparsa başarılarına başarı katar.
Türkiye’nin yolu açıktır.