Ersoy Dede

Ersoy Dede

DTK dağıtılsın, BDP kapatılsın

DTK dağıtılsın, BDP kapatılsın

Her iki teklif de bana ait değil. İki saygın siyasetçimizin, terör örgütü ile arasına mesafe koymayan iki sivil teşkilat hakkındaki radikal yorumudur. Birine katıldığımı, diğerini reddettiğimi söylemeliyim en baştan. İkisini de izah edeceğim. Önce BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin sözünü aktarıyorum; “PKK’nın siyasi uzantıları bu devlete ve millete pervasız biçimde meydan okuyor. Hiç vakit kaybetmeden hemen yarın DTK dağıtılmalı, BDP milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılmalı. PKK’ya destek veren BDP’li belediyeler belirlenip haklarında hukuki süreç işletilmelidir.” Her kelimesinin altına imzamı atarım. Hatta referandumun meşhur sloganı ile ifade etmek gerekirse; “yetmez ama evet”.. Tamamen yasadışı bir örgüt olduğu Diyarbakır Valiliği’nin, savcılığa yazdığı, “Böyle bir dernek ya da örgüt bulunamamıştır” mealindeki yazıdan net biçimde ortaya çıkıyor. Bu bilgiye dayanarak açıkça söyleyebiliriz ki, “DTK, illegal bir örgüttür” yani Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmamıştır. Ya hangi yasalara göre kurulmuştur? Diyarbakır’daki KCK operasyonunu yöneten Emniyet Amiri Dr. Fatih Özgül, KCK’yı; PKK’yı da içine alan çatı bir sistem olarak tanımlamıştı hatırlayacağınız üzere. Buna göre KCK’nın kendi yasaları da var, yürütmesi de var, yargısı da var, maliyesi vesairesi de var. Anlayacağınız DTK denilen yapı, kuruluşta eğer Türkiye Cumhuriyeti yasalarını görmezden gelerek kurulmuş ise bu topraklarda var olduğu iddia edilen bir başka devlet yapısının yasalarına göre kurulmuş demektir. Dolayısıyla KCK savcılarının DTK’ya bu pencereden bakması lazım. Bu şartlar altında DTK’nın, değil toplanıp kararlar alması, (Sn.Arınç’ın sözüne atfen) çay bile içememeleri gerekiyor Diyarbakır’da..

Gelelim BDP’ye.. Yapılan eleştirilerin çok daha fazlasını hakkediyorlar. Bu haliyle işlenen cinayetlere ortak oluyorlar kuşkusuz. Her iki taraftan yaşanan kayıpların da sorumluluğunda PKK’nın lider kadrosu kadar payları olduğuna inanıyorum. Ama bu inancım onların sahneden çekilmesini, kapatılmasını, devre dışı kalmasını istememi gerektirmez. Demirtaş’ın kendiyle ilgili son değerlendirmesini önemsiyorum: “Siyasete inandığım için buradayım, inanmasam zaten bugüne kadar başka yerde olurdum.” Başka yerden kastettiğinin neresi olduğunu biliyorsunuz. Bu sözün, söz olarak kalmaması lazım. Herkes için söylüyorum. Hem Demirtaş’ı ve arkadaşlarını sistem dışına itmeye çalışan güçler için hem de BDP’yi zor durumda bırakan PKK için. BDP bir an evvel aklını başına almalı ve inandığı meşru siyaset zemininin çalışması için elini taşın altına koymalıdır. Demiyorum ki, “PKK’yı terörist ilan etsin”.. Bu çok saçma bir talep. Bu şekilde işi yokuşa sürmek, anlamsız ve sonuçsuz, beyhude bir gayret.. BDP’den beklenen başka bir şey var. Terörle arasına mesafe koysun kâfi. Her terör saldırısı sonrası kınama yayınlamak zorunda da değil. İradesini Kandil’den ya da İmralı’dan teslim alsın ve Ankara’ya taşısın. Grup toplantılarını Diyarbakır’da yapacağına, millet iradesinin tecelligâhı yüce Meclis’te yapsın. Yeminini etsin, yasama faaliyetini yerine getirmek üzere yola koyulsun. Sürekli adını andığı barışın gelmesi için yapılması gereken bir şey varsa onu yapsın. PKK’nın işlediği cinayetlere ortak olmasın. Bunda ısrar edenlerle de yoluna devam etmesin. Sivil siyasetten medet umuyorsa gerçekten, sivil siyasete de şans versin.

Hemen bugün yapılması gereken bir şey var mesela.. Sınır dışı harekatı protesto etmek için Irak sınırına gitmek üzere yola çıkan PKK’lı grup arasında BDP yöneticileri de var. Demirtaş, hemen çağrı yapmalı ve grup içindeki BDP’lileri geri çekmeli. Bu bile önemli bir başlangıç sayılabilir. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi