İlim ve irfan semâmızda asil bir soluk: “Rıhle”
Kitap okuyucusunun azaldığı, ilmî konulara ilginin düştüğü, popüler konuların gündemimizi belirlediği bir atmosferde; varlığın anlamına, eşyanın hakikatine ve köklerimize dair konuları, hakikate ulaşmak ve ulaşılan sonuçları ibâdet aşkıyla Türkiye'nin önüne koymak bir cesâret işidir. Kuşkusuz bu cesâreti besleyecek imandır ve aşkın değerlere adanmışlık ruhudur..
Yaptığı ilmî çalışmalarla gündeme gelen ve her geçen gün kendisinden daha fazla söz ettiren Daru’l-Hikme (Bilgi ve Hikmet Evi) böylesi zor bir misyona soyundu; dikkatleri, "hakikat"in ilmî mirasımızda olduğu realitesine çekmek üzere "Rıhle" dergisini yayımlamaya başladı. İlim ve irfan dünyamızda modern meseleleri kendi paradigmamız içinde yorumlamayı ve onları yeniden üretmeyi de hedefine alarak..
Derginin ismi dahi ilim ve irfan birikimimize ve bu birikimin arkasında yatan "hakikat arayışındaki çileli yolculuklara" vurgu yapmaktadır.
Geleceği inşaa etmeyi; ilmî birikimimizi ve bu zeminde oluşmuş metodolojik çerçeveyi tahrif ve iptale yeltenmeden, ama onun gelişimci seyrine sâdık kalarak hedeflemiş bir dergi. Kökü mâzide, yani şuur dünyamızda olan Rıhle, bilgi, inanç ve amelde âtî bir nesil yetiştirme mücadelesinde elini taşın altına koyarak şâhit olmayı bir misyon olarak benimsemiş..
Derginin Genel Yayın Yönetmeni ve Editörü aziz dostum Dr. Ebubekir Sifil, dergiyi tanıtım yazısında özetle şunları söylemiş:
"Bilhassa Hadis alimlerinin, farklı beldelerdeki Hadis üstadlarını dolaşıp onlardan rivayet ahzeylemesini anlatan bir tabir olarak ‘Rıhle’, modern zamanlarda Hak ve Hakikat yolcularının kutlu seyahatinin dili ve tercümanı olacak."
Değerli ilim adamımız Sifil, derginin üstlendiği misyona dair de şunları ifadelendirmiş:
"İzzete ve asalete ait olanın hızla yıpratıldığı, tüketildiği bir dünyada, direnç mekanizmalarını diri tutarak var olmak da, hayatı doğru yaşamanın imkânlarını var kılmak da, ancak Müslümanlık ile mümkündür. Hayatı doğru yaşamış olan Ehl-i Sünnet seleflerimizin üzerinde yürüdüğü çizgi, bugünün dünyasına taşınmayı bekliyor. Daha doğrusu bugünün dünyası o çizgiyi arıyor... Rıhle’nin misyonu işte bu!"
Derginin yayın kurulunda ise; Dr. Ebubekir Sifil, Talha Hakan Alp, Abdullah Zerar Cengiz, ömer Faruk Tokat, Mehmet Fatih Kaya, Mehmet Muhlis Turan, Mehmet Aydemir ve bendeniz bulunmakta.
Rıhle'nin ismiyle yayın kurulunun fikrî serüvenleri arasında da güçlü bir bağ olduğunu zikretmek isterim. Zira onlar, her biri İslâm dünyasının farklı coğrafyalarında ilmî yolculuklara çıkmış bir ekip. ülkelerinde edindikleri ilimle yetinmemiş, kadîm gelenekte var olan "Rıhle"yi (ilim elde etmek üzere çıkılan yoluculuk) modern zamanlarda ihya etmiş bir kadro. Ama dergi, kendisini bu kadroyla sınırlamamış, dergiye katkı sağlayacak gerek yurtiçi, gerekse dünyanın farklı ülkelerinde alanında ehil kişilere de sayfalarını açmış. Dergiyi elinize aldığınızda buna hemen tanıklık edeceksiniz.
Bu kadro, üstlendiği “ihya ve inşaa bilinci"ne katkı sunmanın kolay olmadığının elbet farkında. Hele hele bağlantısız ve arkasında güçlü bir finans desteği olmadan yola çıkmanın ne demek olduğunu hatırlarsak.. Derginin yaşaması, üstlendiği misyona inanan kişilerin üzerlerine düşeni yapmalarıyla mümkündür elbet.
En büyük sıkıntısı ise, ele aldığı meseleleri anlam katmanları yüksek ilmî bir dille işlemek, ama bunu, aynı zamanda İslâmî konulara duyarlı okur kesimin anlayacağı bir formatta sunmak. Kuşkusuz derginin işi bu meyanda oldukça zor; çünkü, ele alınan meseleleri, ele alınan konuların kavramlarıyla tartışmak mütahassıs olmayan okuyucuyu zorlamaktadır. Popüler bir dil kullanmak da anlam katmanlarını dumura uğratacağından işlenen konuların hakkı verilmemiş izlenimi oluşturacaktır.
Halktan kopmadan ama ilmî dili de terketmeden varlığın anlamına, eşyanın hakikatine ve köklerimize dair yazmak ve bu zeminde yaşanan hayata projektör tutmak, ehlince malûm olduğu üzere kolay bir iş değildir. Buna cesaret etmek bile başlı başına takdire şâyan değil midir?!
Derginin elimizde olan ilk sayısı; "Din ve Değişim" konusunu ele almış, bu zeminde, özellikle "Mekâsıd Fıkhı"nın mâhiyetini özetlemeye çalışmıştır. İlmî mirasımıza dair bu usûl kâidesinin İslâm'ı protestanlaştırma ve dolayısıyla sekülerleştirme hamlesinde istismar edildiğine dikkat çekerek, Makâsıd Fıkhı'nın İslâmî hükümleri hayata ruhuyla geçirmeye matuf olduğunu işlemiştir.
En iyisi ilim ve irfan semâmıza yeni doğmuş Rıhle'yi bizzat incelemeniz ve öze dönüş çalışmalarına katkı sağlamaya ahdetmiş kalemleri aracısız tanımanızdır. Rıhle'ye bereketli çalışmalar ve uzun ömürler diliyorum!
İrtibat Tel.: (0212) 631 24 43
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.