Şu Bengi (Batman bölge vekili Yıldız Bengi) konusuna aslında hiç girmeyecektim.

Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in internete düşen ses kayıtları konusuna girip “Bravo Koşaner Paşa!...” başlıklı bi yazı yazacaktım. “Paşa yıllardan beri dediklerimizi diyor... Terörle mücadelede ‘mış gibi taptığımızı’ söylüyor. Daha da ileri gidip ‘kepazelik’ falan diyor... Biz desek ‘Orduyu yıpratıyorsunuz!...’ derler. Paşa’yı eleştirenlere de kızıyorum. Paşa hataları kabul ediyor, teşhis koyuyor... Bunca yıldır hataları biz söylüyorduk. Bunları şimdi bir paşanın ağzından duyuyoruz... Paşa bir yükü omzumuzdan alıyor... Bu iyi bişi değil mi? Niye kızıyorsunuz? Yıllardır söylediğimizi söylemişsin paşa. Bravo!...” mealinde bi yazı yazacaktım...


Olmadı...


Batman Postası gazetesi bi başlık attı, yazımın “ekseni kaydı”...


Takip etmişsinizdir... Polise taş atan Batman bölge vekili Bengi Yıldız geçen hafta, yani Ramazan mübarek günde Bodrum’da zevk ü safa içinde içkisini yudumluyor. (Yanındaki kadınla zerrece ilgilenmiyorum. Konunun bu yönüyle 2 çocuğuyla Malatya’da bekleyen ve “aile dostu kadını tanımadığı”nı söyleyen eşi ilgilenir.)


Sanırım Bengi Yıldız’a oy verenlerin çoğu dininde-diyanetinde insanlardır. Bunun da hesabını seçmeni sorar...


Benim üzüldüğüm husus, kim bilir kaç Bengi Yıldız zihniyetinde insan, kaç masum Kürt gencinin dağa çıkmasına sebep oldu!.. Şimdi o Kürt gençlerinin başına bomba yağıyor... Kamplarda, mağaralarda, dağ başlarında aç-susuz ölüm korkusuyla yaşıyorlar. İçlerinde elini kana bulaştırmamış binlercesi var... Uygun ortam bulsalar, 15 bin Kürd’ü “örgüt içi infazla” katleden örgütten kaçacaklar... Ailelerine, ana-babalarına, kardeşlerine kavuşacaklar... Ana-babası, kardeşleri, akrabaları çok sevinecek... Hangi Kürt anası eve evladının ölü bedeninin gelmesini ister?... Hangi Kürt anası, bırakın “Kürt anası”nı; hangi ana evladının ölüsüne siyasî anlam yükler?...


Kürt genci ama kendi iradesiyle ama zorla dağdadır. Bazıları bilerek, bazıları da zorla kan dökmüştür... Ana-babalarının tamamına yakını dininde diyanetinde insanlardır... Namazlarını kılarlar, oruçlarını tutarlar. Belki Kürtlerin mağdur oldukları inancıyla evladının dağa çıkmasına razı da olurlar... Ve hatta bunu desteklerler de... Ama asla çocuklarının Zerdüştî olmasına ve evlerine cenazelerinin gelmesine rıza göstermezler...


Neyse... Konumuz doğrudan bu gençler değil...


Bu gençlerin üzerine bombalar yağarken, dağlarda aç-susuz ölüm korkusuyla yaşarken, Ramazan gününde Bodrum’da zevkine zevk katan Bengi Yıldız’a oy veren ana-babalarının ne düşündüklerini merak ediyordum. Batman Postası merakımı gideren bi başlık atmış... Hem de Kürtçe: “Bengi ev çi hale?” (Bu ne hal Bengi?)


Bu başlık tüm trajediyi özetliyor...


*


Bengi Yıldız Ne Atar?


-Bengi Yıldız ne atar?...


-Polise taş atar...


-Başka?...


-Bodrum’da fink atar...


-Başka, başka?...


-Diskoda göbek atar...


-Daha başka?...


-Keyfi gelir... Ramazan’da güpe gündüz iki tek atar...


-Daha başka?...


-Seçmenden sıkıyı görünce üç buçuk atar...


-Pekiii... Batman Postası ne atar?...


-“Bengi ev çi hale?” diye manşet atar...


-Terörist ne atar?...


-Askere pusu atar...


-Asker ne atar?...


-Teröriste bomba atar, kurşun atar...


-Bengi’ye dönelim... Bengi daha başka ne atar?...


-Tüm bunlar olurken kendini dalgaların koynuna atar...


-Daha daha?...


-Türkiye bölünürse, pasaportla gelip Bodrum’da tatil yapmak için can atar...


*


Ah Bengi Yıldız ah!... Yedin güzelim Koşaner yazımı!...


*


Barış annelerine


Askerin bombasına karşı canlı kalkan olan barış anneleri!... Hadi, bir kısmınız da çocuklarınızın saldırılarına karşı, karakollar etrafında canlı kalkan oluşturun, çocuklarınızın döşediği mayınlı araziden geçecek olan askeri konvoy araçlarına binin de samimiyetinize inanalım...