Geçen hafta Metiner’e yapılan komplo ile ilgili olarak “Dengir Mir Mehmet Fırat’ın söyleyecekleri olmalı” demiştik. Herkes konuşmuş ama o sessiz kalmayı tercih etmişti.
Yazımız üzerine 6 sayfalık bir açıklama göndermiş Sn.Fırat. Açıklamanın başına; “Umarım ki bu cevabımı köşenizde kısaltmadan olduğu gibi verebilme onurunu gösterirsiniz” diyerek, açıklamanın tümünü yayınlamak ya da onursuzluğu peşinen kabul etmek paradoksuna sokmuş bizi. Okumakta olduğunuz sütunda en çok 430-450 kelimelik yazılar yazabiliyorum. Bu sayı arttıkça, sütunun boyu da uzamıyor. (Zira gazete her gün aynı boyda çıkmak zorunda) Ama ilgili bölümleri aynen nakledeceğim. Anlam bütünlüğünü bozmadan kısaltmak zorundayım. Pardon..
•
“Doğrusu cevap verilecek düzeyde ve içerikte bir yazı olarak görmememe rağmen, yazınızın yayınlandığı gazeteye verdiğim önem nedeniyle bu cevabı yazmak lüzumu hissettim” Gazetem adına teşekkür ederim (E.D)
•
“....Hacı Bedir Bey Türkiye’nin en büyük aşiret topluluğu olan Riswanlar’ın Beyidir...... İstiklal harbi gazisi ve komutanıdır. Bu nedenle de kırmızı-yeşil kurdeleli istiklal madalyası ile taltif edilmiş ve iki dönem Malatya, bir dönem Kars milletvekilliğini ölene kadar taşımıştır.... Hüseyin Fırat 1950-1960 yılları arasında İçel Milletvekilidir. A. Avni Turanlı Hacı Bedir Bey’in oğlu değil yeğenidir, 1961-1973 arasında Adıyaman AP Milletvekilidir ve AK Parti kurulmadan evvel vefat etmiştir. M.Sırrı Turanlı Amerikan Koleji mezunu bir avukattı. 1957 yılında en genç milletvekili olarak meclise girmiş, 1960 Darbesi’nde Yassıada’da yargılanmış ve beraat etmiştir. 1965-77 yılları arasında Adıyaman senatörlüğü ve AP GİK üyeliğinde bulunmuştur...”
•
“..... 1972 yılında çok genç bir hukukçu olarak siyasete atılmış ve o tarihten itibaren siyasetin her kademesinde ömrünün 40 yılını bu ülke ve halkına adamış bir siyasetçiyim. AK Parti kurulurken FP’nin Adıyaman Milletvekili olarak partinin kurucu üyeliği ve MKYK üyeliği ile göreve başladım... 2009 yılı başında gördüğüm lüzum üzerine MKYK ve MYK üyeliğinden istifaen ayrıldım. Mersin ve Adana Milletvekilliği yaptım... Siyaseti aşiret gücüne dayanarak yapmadık. Milletvekilliğimiz aşiretle ilgisi olmayan illerdedir. Her dönemde siyaseti yalnızca Milletvekili olarak değil parti üst yöneticisi olarak yaptık. Herhalde bu durum aşiret gücünden kaynaklanmıyordur...”
•
Sayın Metiner olayına gelince, siyasette bu şekilde bel altından vuruşlardan daima iğrenmişimdir. Sayın Metiner adalete başvurmuştur ve inancım çok kısa bir sürede fail veya failleri bulunacaktır. Sn. Metiner, ne sizin ne de benim savunmama ihtiyacı olmayacak yeteneklere sahiptir.
•
“... Seçim sırasında Adıyaman’a gitmememin sebepleri vardır. “Dengir Fırat Adıyaman’a gelmesin, sonra başarıyı kendisine mâl eder” söyleminden sonra oraya gitmem bu arkadaşlara ihanet olurdu. DTP destekli bağımsız adaya destek verdiğim hususunu kim ifade ediyorsa namussuz bir müfteriden başka bir sıfata layık değildir....”
•
BEN DE CEVAP VEREYİM
Dengir Bey’in tek tek saydığı dedeleri ile ilgili kimilerinin dönemini, kimilerinin siyaset yaptığı partileri yanlış yazmış olabilirim. Ama gerçek şu ki; aile, cumhuriyet kurulduğundan beri parlamentodaydı. İlk kez parlamentoda değiller. Adıyaman’da çalışma meselesine gelince.. Kendisinin de ifade ettiği gibi, AK Parti için çalışmadı Dengir Bey. Ama diyor ki; “BDP için de çalışmadım.” Amenna. O halde Adıyaman’daki o yargıyı kırarsa daha iyi olur. Metiner’e sahip çıkmadığı konusunu ise, “Onun kendini savunacak yeteneği vardır” diye yanıtlıyor. Hayali ihracat ve uyuşturucu kaçakçılığı tartışmaları sırasında sizi de savunmuş bir kardeşinizim. Oysa sizin de kendinizi savunacak yetenekleriniz vardı.
Kalın sağlıcakla.