Ersoy Dede

Ersoy Dede

Hoşçakal PKK Hoş geldin BDP

Hoşçakal PKK Hoş geldin BDP

PKK ile mücadelede çok kritik bir dönemin içinden geçtiğimizin farkındasınızdır sanıyorum. Bugünlerde İsrail’le yatıp kalktığımız için arada görmezden gelebiliriz ama Dışişleri inanılmaz bir atak yapmış durumda. Gazetenizden takip etmişsinizdir, Sinirlioğlu’nun bölge temasları yurt içindeki PKK unsurlarının da, milis güçlerin de, Kandil’in de, İmralı’nın da korkulu rüyası. O temaslardan ne çıkacağını merakla bekleyen PKK ve bağlı güçler, Kuzey Irak’tan gelen sinyallerle kendine yeni yol haritaları çizmeye çalışıyor. Artık Kuzey Irak’ta da barınamayacakları gün gibi ortada. Ya silahsızlanacaklar ve bölgede yerleşik düzende kalmalarına yerel otorite tarafından göz yumulacak. Ya da oralar darmadağın edilecek. Bugün hükümet bu sınırda geziyor. Taş üstünde taşın kalmayacağı bir kara harekatına başlamadan önce yapılabilecek her şeyi yapmaya çalışıyor. Çalışıyor ki sonra “biz barış görüşmesi yapıyorduk, TECE bize bomba yağdırdı” demesinler.. Demem o ki, her şey yolunda giderse bir kara harekatına gerek kalmaksızın örgütün marjinalleştirilmesi yolunda önemli bir adım atılacak gibi görünüyor. Ama bunda Kandil’in örgütü tutabiliyor olmasının büyük payı olacak. Eğer tutamayacaksa, kendinden bağımsız başka bir takım güçler, PKK adına terörizme devam edecekse, sonuçlarına da bölücü örgütün bütün asli ve destekçi unsurları katlanacak. Çare yok.

Bakın şimdi İsrail çıkmış Türkiye’ye karşı PKK’nın desteklenmesinden falan söz ediyor. Bugüne kadar taşeron olarak kullandığı örgütün, daha sistemli kullanılabileceğinin mesajlarını veriyor. Kürt hakları için mücadele ettiğini düşündükleri PKK’nın, siyonizmin bölge emelleri uğruna satıldığını, benim Kürt yurttaşlarım görmüyor mu? Farketmiyor mu? Ermeniler kullandı, yabancı gizli servisler kullandı, Mossad kullandı.. Kullandı da kullandı.. Kürtler farkında değil mi bu terör örgütünün kendileri için herhangi bir talepleri olmadığının.

BDP MİLLETVEKİLİ TUTUKLANMALI
Gelelim BDP’ye.. PKK’nın yok olma potasına girdiği bugünlerde, BDP’yi de bir telaş sardı. Varlık nedenleri olan PKK silahları gömdüğünde, BDP ne yapacak? Bugün aldığı yüzde 6’ları 7’leri rüyasında görür artık. Şiddet ve çatışma ortamını diri tutarak partilerinin de taban nezdindeki değerini düşürmemeye gayret gösteriyorlar. Ancak bunu yaparken artık pervasızca, terör örgütüne olan bağlılıklarını haykırabiliyorlar.. Bakın son olarak Batman milletvekili Ayla Akat Ata ne dedi? ”Kürtlerin önderi 4 duvar arasındayken ve savaşın olduğu bir dönemde biz Meclis’e gitmeyiz. 4 yıldır parlamentodayız, AKP ne yaptı? Bizim meselemiz Meclis’e girip girmeme değil. Bizim meselemiz Özerkliği ilan ettik nasıl inşa edeceğizdir.” Bu kişinin tutuklanması için milletvekillerinin tutuklanmasını düzenleyen şartların da oluşmasına gerek yok. Zira aralarında Ata’nın da olduğu bağımsız milletvekili grubu, halen TBMM üyesi olmuş değillerdir. Hukuki bir tartışma başlatmak değil niyetim. Ancak velev ki TBMM üyesi bile olsalar, terörle ve terör örgütü lideri ile bu denli özdeşleştirme, partiyi de kapattırır, milletvekillerini de tutuklatır. Sonra kimse çıkıp demokratikleşmenin kelepçeyle engellendiği masalını anlatmasın.. Tablo ortada. Türkiye Cumhuriyeti terör tehdidi altındayken, bunu bertaraf etmek üzere yapılacak bir operasyonu engellemeye çalışmak, buna karşılık parlamento kartını masaya sürmek, hangi demokratik anlayışa sığar? ”Terör örgütünü vurmayın, yoksa TBMM’ye girmeyiz” diyerek millet iradesini tehdit eden bir anlayışın, TBMM’de ne işi var Allah aşkına?.. Kalın sağlıcakla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi