İşte o babayiğit
Başbakan yine Koç’un gözlerinin içine baka baka dedi ki; “Nerede bizim yerli otomobilimiz?” Bunu sene başında TÜSİAD toplantısında da sormuştu. Aslına bakarsanız ben daha Koç’ların bu soruya cevap verebildiğine tanık olmadım. Ne Vehbi Koç, ne Rahmi Koç ne de şimdiki kuşak Koçlar.. Hiçbiri bu topa girmiyor. Tetikçi ekonomi gazetecileri eliyle neden yerli marka yapılamayacağına dair makaleler yazdırıyorlar. Kendileri de kenara çekilip seyrediyorlar.
¥
Yıllar evvel kurulmuş ve hâlâ da tam gaz görevini sürdüren lobinin milli bir otomotiv sanayinin var olmasını nasıl engellediğini anlatacak değiller ya.. Ya da Türkiye’de üretim yahut montaj yapan firmaların yerli marka ile rekabet ortamı oluşması durumunda ne tür bir tavır takınacağını.. Onları da anlıyorum aslında. Markanın tutması derdi yok, sattıkları markaya güven oluşmuş durumda, sigorta şirketlerini ikna etmeye çalışmayacaklar. Vesaire vesaire. Yoksa bu kadar ileri gittiğimiz bir endüstride nasıl olur da elalem için sarfettiğimiz enerjinin yarısını kendi markamız için sarfetmeyiz, anlayamıyorum. Bakın bir-iki yıl içinde yurt içi binek araç talebi, bir milyonu aşacak.. Bu talep, sanayiden de ciddi bir beklentiyi yükseltecek. Siz bakmayın AK Parti muhaliflerinin kriz goygoyculuğuna. Her şey her geçen gün iyiye gidiyor. Ve biz araba almak için, daha eski teknolojisi olan yabancı markalara para ödemeye devam ediyoruz. Çünkü üretimin ağababaları, sanayi devleri öyle istiyor. Onların işine öylesi geliyor.
¥
Artık bitti. Başbakan ne dedi? “Yok mu yerli otomobil yapacak bir babayiğit?” dedi, değil mi? Var.. 10 sene önce, hem yerli otomobil yapacak diye hem de Güneydoğu’da fabrika açacak diye eteklerinizin tutuştuğu Fadıl Akgündüz geri döndü. Neydi suçu Fadıl Akgündüz’ün? Hemen hemen bütün Kürt raporlarında, önerilerin en az yarısından fazlasını oluşturan ekonomik, sosyal ve kültürel açılımları tamamlamak üzere verdiği mücadeleydi.. Siirtspor’a Real Madrid muamelesi yaptı. 1. lige çıkarttığı takım bugün 3. ligde. Elini çekmek zorunda kaldığı zaman sahip çıkan oldu mu? Bölgeye fabrika kurma hazırlığı içindeydi. Kurdurtmadılar da sonra kendileri mi kurdular?.. İlk yerli arabayı yapıyordu. Prototipi Cenevre Fuarı’nda sergiledi. Yaptırmadılar da sonra yapan çıktı mı? Otomobil baronları kendi ekmekleri kesilecek diye Türkiye’nin ayağına sıktılar.. Adam yıllarca ağzını açıp bir şey söyledi mi? Milletvekilliği olayında uğradığı haksızlık, bugünkü YSK kararlarıyla karşılaştırılamaz bile.. Bugün Hatip Dicle için Türkiye’yi yangın yerine çevirenlerin 2002’de Fadıl Akgündüz’ün, anasının ak sütü kadar helal hakkı olan milletvekilliği alındığında çıtları çıkmamıştı. (- 367 Sabih orada da sahnedeydi biliyorsunuz) Akgündüz bunları da çekti sineye.. Dış güçlerin tertibine rağmen, Ergenekon’un tuzaklarına rağmen, Yahudi lobisinin çıkar hesaplarına rağmen, İstanbul sanayisinin ortak cephesine rağmen kendi küllerinden doğdu.. Başbakan’ın “Yok mu?” diye sorduğu “Babayiğit” orada, Siirt’te bir yerlerde.. Eli kulağında.. “İmza”sını atmak üzere otomotiv sanayine.. Kalın sağlıcakla.