Risâle-i Nur’dan içtimâî ölçüler - 3
* Allah için sevmenin ve Allah için buğz etmenin yerini,1 “siyaset için sevmek ve siyaset için buğz etmek” almamalı. Melek gibi bir hakikat kardeşine adâvet; elhannâs gibi bir siyaset arkadaşına muhabbet ve taraftarlıkla zulmüne rıza gösterip cinayetine manen ortak olmamalı.2
* Siyasette de âdil olmak mü’minin şiârı olmalı. Birisinin hatasıyla başkalarını suçlamamak, “Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez”3 âyetinde ifadesini bulan Kur’ân adâletinin bir şartıdır. Aksi halde, “Gerçekten insan çok zâlim, çok câhildir” 4 tehdid-i İlâhisine hedef olunur.
* Bu zamandaki siyaset, kalbleri ifsat edip asabî ruhları azap içinde bırakır; selâmet-i kalb ve istirahat-ı ruh isteyen adam, siyaseti bırakmalı. 5
* Yalan propagandadan kaçmalı: Propaganda da, gerçeklerin olduğu gibi anlatılması, söz kalabalığına gidilmemesi,6 hissiyatın değil, fikrin esas alınması,7 yalancılığın değil, doğruluğun tercih edilmesi,8 mü’mince politikanın gereğidir.
* Siyasetçi, ekseriya tam müttakî, tam dindar olamaz. Tam ve hakikî dindar, müttakî olanlar da, siyasetçi olmazlar.9
* Yegâne ümidi siyasetçi, politikacı ve baştakilere bağlamamak, hizmetleri onlara endekslememek ve şunu bilmek lâzımdır: “Baştakilerin başlarında akıl, kalblerinde imân olsun yeter. O vakit işler kendi kendine düzelir.” 10
* Siyaseti dine dost ve hizmetkâr yapmalıdır.11
* Siyaset dünyasındaki müfsitlere aldanmamalı; her sözü, hareketi mihenge, ölçüye vurmalı: “Hiçbir müfsid ben müfsidim demez, daima sûret-i haktan görünür, yâhut bâtılı hak görür... Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Çok silik söz ticarette geziyor... Her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz.” 12
* Daima müsbet hareket etmek; menfîye, olumsuza, negatife, radikalliğe, şiddete, kuvvete, cebre başvurmamak.
* Bediüzzaman, siyasî partilere şahıs odaklı değil, fikir odaklı yaklaşır. Bediüzzaman’a göre yanlış fikre ve siyasî düşünceye hizmet eden iyi insan bilmeyerek kötülüklere ve şerlere sebep olabileceği gibi, doğru fikre ve siyasî düşünceye hizmet eden kusurlu bir adam da sonuçta çok iyi hizmetlere ve hayırlara sebep olabilir. Bediüzzaman bu düşüncesini “Çok iyiler var, iyilik zannı ile fenalık ediyorlar” 13 sözüyle yansıtır.
* Hürriyet imanın özelliğidir. Risâle-i Nur’un siyasete yol gösteren meslek ve meşreplerinden birisi, hürriyetçilere/demokratlara mânen ve maddeten yardımcı,14 müttefik,15 ve bir dayanak noktası olmaktır.16 Dolayısıyla Ahrarları/hürriyetçileri, demokratları desteklemek, bir yönüyle imanın özelliğinin siyasete yansıması olarak düşünülebilir.
* “Dünyevî, nefsî, indî, hissî ölçüler” yanıltıcıdır. Dünyevî makam ve rütbeler de kabir kapısına kadardır. Şu halde, içtimâî ve siyasî haritamızı müceddidî çizgi, strateji belirlemelidir.
Dipnotlar:
1- Buharî, Îmân: 1. 2- Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 169. 3- En’âm, 164; İsrâ, 15; Fâtır, 18; Zümer, 7. 4- A.g.e., Ahzâb 72. 5- Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 185. 6- Sunûhat, s. 17. 7- Muhâkemât, s. 77. 8- Sözler, s. 466-452. 9- Emirdağ Lâhikası-I, s. 57. 10- Emirdağ Lâhikası-2: 145. 11- Emirdağ Lâhikası-2: 145. 12- Münâzarât, s. 49. 13- Münâzarât, 51. 14- Beyanat ve Tenvirler, s. 200. 15- Age, s. 201. 16- Age, s. 202.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.