Ersoy Dede

Ersoy Dede

Beşir Atalay neden hedefte?

Beşir Atalay neden hedefte?

Deniz Feneri davası üzerinden bazı güçler Beşir Atalay’ı yok etmenin hesaplarını yapıyor. Bunun çok açık görüldüğünü ifade edebilirim. Bu “köstebek” iddiaları falan hep aynı oyunun birer parçası. Benim bilmediğim ise bunun neden olduğudur..

Rivayetler muhtelif. Ama bugün sebeplerine ilişkin spekülasyon yapmaktansa sonuçlarına dair tespitlerimizi aktaralım istiyorum.

¥

Beşir Atalay’ın bu ülke için ne ifade ettiğini, eğitim çevreleri en az 20 yıldır, sıradan vatandaş ise 3 Kasım 2002’den bu yana net biçimde görüyor. Böylesine kıymetli bir değeri, birileri kazanmaya çalıştıkça, kendini devletin esas sahibi zanneden güçler yemeye çalışıyorlar. Bir akademisyen düşünün ki, “kurucu rektörü” olduğu üniversiteden, “irticai faaliyetler” gerekçesiyle uzaklaştırılsın.. Evet. Beşir Hoca’ya, Kırıkkale Üniversitesi’nde yapılan muamele buydu. Sıkı durun. Dahasını söylüyorum.

Herhangi bir üniversiteden herhangi bir akademisyenin daha (öncesinde de sonrasında da) böylesi bir nedenle okuldan uzaklaştırıldığını yazmadı tarih. Okuldan uzaklaştırmaya hatta bir daha üniversitelerde hocalık yapamamasını sağlayacak kararı meşru göstermeye çalışan Kemal Gürüz isimli zat yıllar sonra bile kara propagandasına devam etti. Çıktı bir tv kanalı ve dedi ki; “Makamında cübbe ve takke ile oturuyordu”.. Evet evet, bu o Kemal Gürüz.. 28 Şubat’tan tanıdığınız..

Atalay operasyonunun arkasındaki isim de oydu. Yıllar sonra hakkında iftiralar atmaya devam etti. İddianamelere yansıdı telefon konuşmaları biliyorsunuz.. Ramazan ayında iftar vakti sokakların boş olmasından rahatsızlık duyan adam.. Mersin Üniversitesi’nde rektör atamalarına müdahale ettikten sonra Şener Eruygur’u arayıp; “Mersin’i kurtardık” diye tekmil veren adam. Bugün Ergenekon ile ilişkisini görüyoruz zaten. İlk kez ve son kez YÖK, bu gerekçeyle bir akademisyenin parlak kariyerine genç yaşta son verme kararı aldığında Beşir Atalay yenilmediği için oldu bunlar.. Pes edip, küsüp köşesine çekilmediği için..

Üniversite hayatında böylesine ciddi bir haksızlığa maruz kalmış olan Atalay’ın, birinci AK Parti kabinesindeki (Milli Eğitim Bakanı olarak yazılan) ismi Ahmet Necdet Sezer tarafından çizildi. Üstelik de ciddi bir karşı propagandayla birlikte.

Ergenekoncu çevrelerin yaptığı karşı propagandanın ana konusu ise; irticai faaliyetlerden dolayı üniversiteden uzaklaştırılmış birinin sistem zorlanarak milli eğitim bakanı yapılmaya çalışılması.. Sanırsın meşru seçimler olmadı, hükümeti kurmakla görevlendirilen milletvekili (Sn.Abdullah Gül) meşru bir parlamenter değil, Köşk’e sunduğu liste korsan liste de, Beşir Atalay için böylesi sistem zorlanıyor.. Pes..

Kategorik olarak AK Parti düşmanlığı yapanların yanıtlamasını istiyorum; Allah aşkına 10 senedir Sn.Beşir Atalay’ın neyini gördünüz? Siz de vicdan azabı çekmediniz mi, siz de pişman olmadınız mı? Bu koroya katıldığınız için siz de suçlu hissetmediniz mi kendinizi?.. Sonra liyakati nedeniyle başına oturtulan demokratikleşme projesi, ilk günden yıpratılmaya çalışıldı.. Bir taraftan siyasi partiler bir taraftan terör örgütü ağızbirliği yapmışçasına saldırdılar Beşir Atalay’a.. Fakat en çok generallerin açığa alınması sürecinde hedefe oturtuldu Atalay.. TSK Personel Kanunu’nun 65. maddesi gereğince yetkisini kullanan Atalay, Balyoz davası sanığı Tümgeneral Halil Helvacıoğlu’nu açığa aldı. Ergenekon, bu hamleyi hiç affetmedi.. Bugün ise Ergenekon’un hedefindeki ismin, CHP tarafından itibarsızlaştırılmaya çalışılmasına, neden şaşıralım ki? Benim sözüm Sn.Bahçeli’ye.. Siz lütfen bu tuzağa düşmeyin. Onların Atalay’la hesapları 28 Şubat’a dayanıyor. Siz bu topa girmeyin. Beşir Atalay sallanmış iki boş klasörle istifa edecek biri değil. Tanklar, toplar yıkmamış, boş klasörler mi devirecek onu?..


Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi