“Anayasa” mı yapacağız, “Atayasa” mı?
Meclis’te grubu bulunan partiler uzlaşarak yeni bir “Anayasa” yapabilirler mi?
Bunu kuvvetli bir ihtimal olarak görmüyorum. Daha dürüstünü söyleyeyim: Böyle bir ihtimal yok!
En önemlisi, iktidar partisinin kafa karışıklığına maruz kalmadan bir “esas teşkilat” kanunu yapması.
“Anayasa” sihirli bir kelime olarak sözlüğümüze girmeden “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” vardı. Yani devletin işleyişi ile ilgili kaideleri ihtiva eden bir temel kanun. Sonradan farsça terkipler bozuldu, “Esas Teşkilat Kanunu” dendi. Üniversite’nin Hukuk Fakültesinde bu dersi okutanlara da “Esas teşkilat hocası” dendi.
“Anayasa” 1960 darbesinin bir armağanıdır. Mevcut havaya bakarak diyebiliriz ki, darbecilerin “anayasa”sı tamamıyla değişse bile onların koyduğu ad değişmeyecek!
Eğer tam ve kâmil mânada bir değişiklik olacaksa, “anayasa” kelimesi de değişmeli.
Esasında “anayasa”, Osmanlı’nın “Kanun-ı Esasi” terkibinin tercümesine benziyor.
“Esas kanun”, “temel kanun” veya “anayasa”.
Darbeciler “Anayasa”yı bir üst kanun olarak vaz’ettiler. Kanunları doğuran kanun, kanunların tepesindeki kanun, kanunların uyacağı kanun.
O yüzden kanunların anayasaya uygun olması şartı vardır. O yüzden Anayasa kolay değiştirilemezdi.
Esasen kanunların birbirine aykırı olmaması gerekir. Siz bir kanunda bir yasak koyuyor, başka birinde hürriyet veriyorsanız, elbette bu olmaz.
Evet! Bunca Anayasa kavgası yaptıktan sonra, darbeci zihniyetle hazırlanmış Anayasa’lardan kurtulmak için güçlü bir adım atmak gerekiyor.
“Darbecilerin metne ekledikleri ideolojik hükümleri ayıklamak”, ilk adım bu olmalı.
1921 anayasasında ideoloji yoktu, 1924 anayasasında da. İdeoloji Teşkilat-ı Esasiye’ye 1928’den beri Cumhuriyet Halk Partisi ilkeleri olan 6 okun 1937’de sokulmasıyla girdi.
Bunlar parti ilkeleri olabilir ve bir parti bunu benimseyerek siyaset yapabilir. O, parti ile seçmenler arasında bir meseledir. Fakat nasıl bütün milletin benimsemesi zorunlu olan ilkeler olabilir?
1961 ve 1982 anayasaları CHP dışındaki partilerin de altı oka uymasını mecburi hâle getirdiler.
O yetmezmiş ki, Anayasa’ya Atatürk’ü ve Atatürk milliyetçiliğini soktular.
Bir ada bağlanmış milliyetçilik, o zamanın milliyetçilerini epeyce sinirlendirmiş ve o sebeple Anayasa oylamasında olumsuz oy vereceklerini apaçık beyan etmişlerdi.
Şimdi devran döndü, kendini milliyetçi olarak adlandıran bazı siyasi hareketler, basın yayın araçları “Anayasa’da Atatürk olmalı” diye ayak diriyor.
Açık konuşalım: Anayasa yapacaksak, onun kuralları belli. Neleri ihtiva edeceği malûm. Böyle bir metinde hiç bir şahsiyete atıfta bulunulamaz.
Yok eğer, darbeciler gibi “Atayasa” yapacaksak, çek kuyruğunu! Bizim zaten geçen sene kısmen tadil ettiğimiz böyle bir Anayasa var! Yenilenmişine de asla ihtiyacımız yok!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.