Refik Erduran

Refik Erduran

Karşı saldırımız

Karşı saldırımız

Şok getiren günlerde yaygınlaştırdığımız bir deyim:
"Sözün bittiği yer."
Yanlıştır. Düşünce paylaşımının aracıdır söz. Öyle günlerde tükenmesi değil, daha çok kullanılması gerekir.
Sırf basmakalıp ah vah ve lanetleme korosuna dönüşmemesi, çözüm arayışına yaraması şartıyla.
***
İntikam lafının gündeme getirilmesi ve medyada büyütülmesi de yanlış oldu.
Duygular kişiseldir; onlara göre rota çizilerek akıllıca yönetilemez ülke. İntikam ise duygusal kaynaklı bir kavramdır.
Devlet önlem alır, intikam değil.
Hangi önlemin akıllıca olacağını belirlemektir hüner.
***
Her şeyden önce duruma doğru teşhis koymak gerek. Boyuna sorulmakta: "Yapılanların anlamı ne? Bize ne mesaj verilmek isteniyor?"
Oysa ortada mesaj falan yok; saldırı var. Bölgesine giren rakibe tos vuran koç ona bir şey anlatmaya değil, gücünü kırmaya çalışmaktadır.
Ortadoğu'da semirerek bağımsızlaşan Türkiye birçok tekere çomak sokabilecek duruma geldi. Taşeron kullanılarak önü kesilmek isteniyor. O kadar.
***
Amerika yıllarca sistemli biçimde her türden bela çıkararak Sovyetler'i diken üstünde tuttu, sürekli silahlanmaya zorladı, dikkatini ve çözüm enerjisini içteki sorunlara yöneltmesini önledi. Belki birbirine hasım birçok gücün aynı stratejiyi bize karşı denemekte birleşmiş olduğu apaçık.
Oyunu bozmalıyız. Aklımız ve çözüm enerjimiz yeter buna.
***
Sapla samanı ayıralım artık. Dıştan gelen saldırıyı savuşturmak ile içteki Kürt sorununu çözmek apayrı iki konudur.
Varsayın ki saldırıyı durdurduk. Sırf onu başardık diye Kürt sorunu çözülmüş olur mu? Hayır.
Tersine, diyelim ki içteki sorunu çözdük. Saldırı durur mu? Hayır.
Nasıl durur? Taşeronun gerisindeki güçlere havlu attırarak.
***
O nasıl olur?
Bugüne kadar hep savunmada kaldık. Onlar diledikleri zaman taşeronu üstümüze saldılar; biz cılız cılız tepkiler gösterdik.
Hep kendi yarı sahasında kale koruyarak oynayan takım gol atamaz, gol yer. Yemese de maç kazanamaz; en iyi olasılıkla berabere kalır.
Biz artık bu maçı kazanmak zorundayız. Ataklara başlamalıyız.
***
Sırf askerlik alanından söz etmiyorum. (Ordunun kendine çekidüzen vermesi, erlerin canını korumanın tabut başlarında saygı gösterisinden ötede özen gerektirdiğini anlaması, onları Kekliktepe'lerde keklik gibi avlatmaması şart tabii. Orası ayrı konu.)
Bölgemize musallat güçlerden her birinin çıkar hesaplarında zaaflar var. Politika, ekonomi, uluslararası itibar alanlarında Aşil topukları bunlar. Onlar bizi çelmeliyorlar mı? Biz de onların işini bozarız. Tanksız, topsuz, uçaksız yollardan.
***
Farkındaysanız, her şey açık sır. Yani kimin el altından ne halt karıştırdığı biliniyor da, adlar ağza alınmıyor. Normaldir. Kazıklar kuliste yontulur; sonra yüz yüze bakılırken pür tebessüm tokalaşılır.
Cin gibi politika, ekonomi, diplomasi, istihbarat, siber savaş, propaganda (enformasyon ve "dezenformasyon") uzmanımız var.
Kapalı kapılar arkasında göreve! Karşı saldırı için. Doğru hedeflere...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Refik Erduran Arşivi