Gıda krizi ve Somali
Dünyada bu sıralarda bir gıda krizinin ortaya çıktığı biliniyor. Bu kriz bazı gıda maddelerinde belirgin bir şekilde kendini gösteriyor. Bunların başında da pirinç geliyor.
Bu gıda ürünlerindeki, özellikle de pirinçteki kriz kıtlıktan veya tümüyle üretim yetersizliğinden kaynaklanmıyor. Muhtelif söylentiler var ve değişik komplo teorileri ortaya atılıyor. Biz tabii bu iddiaların arka planıyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığımızdan, doğruluk derecesi hakkında hüküm verme imkânımız da yok. Ama insanoğlunun ekmeğiyle, pirinciyle oynandığı kesin.
Gıda sektöründeki kriz aranan gıda maddesinin bulunamaması şeklinde değil de, astronomik fiyat artışıyla hayata yansıyor. Sadece Türkiye’de değil, krizin yaşandığı diğer ülkelerde de genellikle hayata yansıması böyle. Paranın canına kıymaktan çekinmeyen aradığı gıda maddesini bulabiliyor. Bu durum da sorunun kıtlıktan değil, piyasayla oynanmasından ve birtakım kirli işler çevrilmesinden kaynaklandığı yönünde işaretler taşıyor. “Vahşi kapitalizm” olarak nitelendirilen sömürü sisteminin insan hayatına yansıması da işte böyle.
Paranın canına kıyan aradığı gıda maddesini bulabiliyor. Ama herkes canına kıyacağı para bulabiliyor mu? Dünya nüfusunun belki üçte ikisi sadece ihtiyaç maddelerini karşılayacak kadar gelirle veya daha azıyla geçimini sürdürüyor. Dolayısıyla ya başka giderlerinden kısmak ya da gıda harcamalarını azaltmak zorunda kalıyor. çünkü dün iki kilo pirinç almak için verdiği parayla bugün sadece bir kilo alabiliyor.
Hali hazırda dünyada 850 milyon kişi yeterli gıda alamama sorunu yaşıyor. Yani beslenme standartlarına göre “açlar” tabakasını oluşturuyorlar. Vahşi kapitalizmin gıda maddeleri üzerinde oynadığı oyun bu sayının daha da artmasına sebep oluyor.
Ekonomik göstergelere göre dünyadaki en zengin beşyüz kişinin toplam geliri, en yoksul 416 milyon kişinin toplam gelirinden fazla. Böyle olmasına rağmen vahşi kapitalizmin yine gözü doymuyor ve insanlığın bütün kesimlerinin ihtiyaç duyduğu gıda maddelerine el atarak yoksulların ceplerinde ve cüzdanlarında kalan paraları yürütmek, böylece dünya nüfusunun büyük bir kesimini sadece karın tokluğuna büyük sermaye sahiplerine hizmet eden köleler sürüsü haline getirmek istiyor.
Geçtiğimiz günlerde İtalya’nın başkenti Roma’da gıda kriziyle ilgili bir uluslararası toplantı düzenlendi. Ne var ki katılanların birçoğu yoksulların ceplerindeki ve cüzdanlarındaki paralara el uzatmak için gıda sektörüyle oynayan çetenin elemanlarından başkaları değildi. Ne kadar ilginçtir ki insanları önce aç bırakıyor, sonra kendilerini “merhamet meleği” olarak göstermeye kalkışıyorlar.
Toplantıya katılanların birçoğu çetenin elemanlarından veya onlarla menfaat bağlantısı içindekilerden olduğu için, gıda sektöründeki krizin ana sebebini oluşturan fiyat artışı sorununa çözüm getirme, piyasayla oynayanların oyunlarını bozma yönünde müşahhas bir adım atılmadı. Yapılan açıklamada fiyatların önümüzdeki birkaç yıl içinde de yüksek gideceği hatırlatılarak, bu durumun yoksulları çok fazla etkilememesi için acil tedbirler alınması istendi. Fiyatlarla oynayamadıktan, mafyanın belini kıramadıktan sonra bırakın yoksulları etkilememesi için tedbir almayı, 850 milyon aç insanı etkilememesi için yeterince tedbir almanız mümkün müdür?
Dünyada gıda sektöründe böyle bir kriz yaşanırken, uzun süreden beri iç savaşla sarsılan ve can güvenliğinin tümüyle yok olduğu Somali, gıda alanında ciddi bir felaketin eşiğinde. Bilindiği üzere Somali daha önce büyük bir açlık felaketi yaşamış ve o yüzden çok sayıda insan hayatını kaybetmiş, hayvanlar sürüler halinde telef olmuştu.
Somali şimdi hem fiyat artışından dolayı sorun yaşıyor, hem de kuraklık ve kıtlık sebebiyle. ülkenin özellikle orta bölgelerinde yağmurlarda bayağı azalma olduğu için gıda maddeleri üretiminde düşme olmuş. Buna eklenen bir üçüncü etken de iç savaş yüzünden bir milyon kadar insanın evlerini, arazilerini terk etmiş olması. Bunlar karınlarını doyurmak için ekip biçtikleri mülkleri, besledikleri hayvanları terk etmiş, gittikleri yerlerde ele bakar duruma gelmişler. Başkent Mogadişu’nun çıkışındaki bir geçitte, daracık bir alana kurulan kampta 250 bin insan yaşıyor ve hiçbirinin bir yerden geliri yok.
Ortaya çıkan durum ve alınan işaretler sebebiyle BM ve Uluslararası Kızılhaç yetkilileri Somali’de önümüzdeki dönemde yaşanacak felaketin, Afrika’nın son on yılda yaşadığı en büyük açlık felaketi olabileceğine dikkat çekiyor ve uluslararası kuruluşları harekete geçmeye çağırıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.