KCK operasyonlarına yönelik en önemli şikayet hangisi? Şüphesiz BDP’lilerin içeri atılıyor olması.. Zira, KCK’ya yönelik yapılan her operasyonda, legal-meşru zeminde siyaset yapan BDP’nin yönetim kadrosundan önemli isimler de tutuklanıyor.. Bu da BDP’liler tarafından şöyle pazarlanıyor; “yasal zeminde siyaset yapmamızı önlemeye çalışıyorlar”..

Buraları hiç bilmeyen birine gösterseniz tabloyu, onun da yapacağı yorum bu olacaktır. BDP’li belediye başkanları, partinin yetkili isimleri, kurduğu siyaset akademisinin hocaları birer-ikişer tutuklanıyor.. Kime sorsanız tabloyu bundan farklı yorumlamayacaktır.. Ama gerçek o mu? Öyle mi? Yani bu isimler, BDP ile olan bağları nedeniyle mi tutuklanıyorlar?

KCK diye bir şey yok mu? Varsa bu kişilerin KCK ile bağları bağlantıları yok mu?

KİMDİR BÜŞRA HOCA?

Şimdi kıyameti kopartıyorlar Büşra Ersanlı tutuklandı diye.. Profesörmüş.. Bu Hanımefendi, PKK’nın tezlerini ete kemiğe büründüren, onları siyaset biliminin içinde bir yerlere oturtma konusunda katkı sağlayan bir kişi.. Bugün PKK ve onun destekçileri demokratik özerklik diye bir yapıdan söz edebiliyorlarsa, bu yeni anasaya tartışmaları sırasında Büşra Ersanlı ve onun gibi düşünen bazı akademisyenlerin tezleri üzerine oluştu..

Şüphesiz bölünmeyi öncelikli hedef (ya da amaç) haline getirmişti PKK.. Ama bunu kırmadan-dökmeden nasıl yapacağını bilemiyordu.. İmdadına Sn.Ersanlı ve onun gibi düşünen liberal aydınlar yetişti.. Bunlardan bazıları, samimiyetle yerel yönetimlerin kuvvetlendirilmesini istedi.. PKK bunlara da kanca attı.. Ama onlar, PKK ile birlikte hareket etmeye yanaşmadı.. Büşra Hoca ise hiç tereddütsüz safını ilan etti.. Öcalan davet etti.. Geldi DTP döneminde partiye, orada-burada sorarlarsa söyleyecek sözleri olsun, bir fikirleri olsun diye teorik destek verdi.. Sonra BDP’nin yönetimine geçti..

Aynı dönemde ise kurduğu siyaset akademisinde, PKK’yı paralel devlet oluşumu olan KCK’ya dönüştürdü.. Bu akademide verilen dersleri okudunuz günlerdir..

Kamunun saygın (!) şahsiyetlerinin, bilim dünyasının saygın (!) akademisyenlerinin, bir kalkışma ve ülkenin üniter yapısını çökertme adına ne tür gayretler içinde olduğunu gördük hep birlikte.. Ama benim o ders notlarında en çok üzerinde durduğum, Sn.Başbakan’a yönelik, başta Kastamonu saldırısı olmak üzere onlarca planı izah eden bir söz.. “...Başbakan da dahil kimin nasıl öleceği belli olmaz. Güvenliği çok iyi sağlanan insanların dahi geçmişte başlarına nelerin geldiğini gördük....” Sözü... Profesör Büşra Ersanlı, işte bu sözlerin sarfedildiği bir akademiden sorumlu.. Başbakan’ı öldürmeyi planlayan adamlara eğitim verilen bir okuldan söz ediyoruz..

Neyin meşruiyeti de neyin legalitesi de neyin nesi?.. Sonra size bir de garip tesadüf.. Bu Hanımefendi aynı zamanda, Doğu Perinçek’in eski baldızı.. Perinçek’in eski eşi Fatma Sırrı Evren’in ablası Sn.Ersanlı.. Yani eski eniştesi Doğu Perinçek’le artık ortak bir noktaları daha var..

O da biliyorsunuz 1992’de Bekaa’da, Öcalan’la kolkola, Mehmetçiğe kurşun atan elleri sıkıyordu.. KCK gözaltılarının, meşru siyaset yaptığını iddia eden BDP ile ilgisi olmadığını söyleyenlere, bir not vereyim.. hiç bir şey bunu kanıtlamazsa, dün Hasan Karakaya üstadın yaptığı, “kuyruğa basıyoruz, kafadan ses çıkıyor” benzetmesi bile yeterlidir.. Ama, gerçekten kanıt isteyenlere söyleyelim, inkarı bırakın artık. Zira paralel devlet yazışmaları birer birer çıktı ortaya..

“Sayı”sı olan, “tarih”i olan, “konu”su olan resmi (!) yazışmalar.. Ve sadece bu yazışmalar bile, (KCK ile BDP arasındaki yazışmalar) BDP’yi kapatmaya yeter aslında.. Yerimiz dar, uzatmadan söyleyelim, KCK’nın; silahlı, siyasi ve akademik yapısı ciddi mercek altına alındı.. Peki ya KCK’ya örtülü-açık destek veren yazarlar? Onları da bir ara yazalım.. Kalın sağlıcakla.