Siz kimyasal silahı bilirsiniz
2007’de de aynı kara propagandayı yapmışlardı, şimdi de yapıyorlar.. “TSK operasyonlarda kimyasal silah kullandı” yalanını söylüyorlar.. Biliniz ki, bu yalanı bize söylemiyorlar. Bu yalanlar Türkiye’yi uluslararası arenada zor durumda bırakmak, yabancı denetçileri ülke içine sokmak suretiyle müstemleke görüntüsü yaratmak gayretiyle uyduruluyor.
Herkes hep bir ağızdan yüksek sesle aynı yalanı söylediğinde, günün birinde üst perdeden hükümet ya da devlet yetkililerine bu sorulacak. Denecek ki; “Siz PKK’nın yuvalandığı dağlara kimyasal bombalar attınız mı?” Böyle bir soruya resmen yanıt vermek bile Türkiye’ye yapılmış bir hakaret olacaktır. İşte bu hainler, bizi, bu şekilde zor durumda bırakmayı hedefliyorlar.. Bu sorulara muhatap olacağız, üzerimize atılı iftirayı temizlemeye çalışacağız ve uluslararası kamuoyunu ikna etmek zorunda kalacağız. Bu alçakça planın şifreleridir bunlar.. Ve bu saydığım evreleri geçmeyi başarırsak amenna.. Yok eğer geçemez de, birilerini ikna etmeyi başaramazsak o zaman meseleyi, uluslararası bir krize dönüştürmeye çalışan örgüt faaliyetlerine başlayacak demektir..
ALMANYA YİNE SAHNEDE
Bu arada, biz, bunları konuşurken, Alman gizli servisi çalışmaya başladı bile.. Hatırlayacaksınız Necdet Özel, göreve geldiği gün, PKK, 1999’da yapılmış operasyonlardan birinde, Özel’in kimyasal silah kullandığını iddia etmiş ve Almanya’nın kapısını çalmıştı.. Kendilerine, “Hannover Çağrısı” adını veren bir grup, Alman Dışişleri Bakanlığı’nın insan hakları masasına müracaat etmiş, Alman hükümetinin, Türkiye’ye karşı devreye girmesini istemişti.. Alman Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) de, konuyu meclis gündemine getirmeye çalışmıştı.. Şimdi de, yine Almanya’da bir grup avukat, Sn.Başbakan Erdoğan ve son 10 yılın genelkurmay başkanları ile savunma bakanları hakkında suç duyurusunda bulundu.. İşte bu, PKK-Almanya ittifakının geldiği son noktadır.. Başbakan, Almanya’da PKK’nın nasıl da teşkilatlanıp para topladığını yüksek perdeden açıkladığı anda, Alman yargısı da kendince böyle bir savunma refleksi geliştirme ihtiyacı hissetti.. Allah’tan Tayyip Erdoğan gibi biri var bu ülkenin başında...
GELELİM KİMYASAL SİLAHA
İçim parçalanarak söyleyeceğim. Vicdanıma “sus” diyerek geçeceğim kayıtlara.. O dağlara kimyasal bomba atıldığı koskoca bir yalan.. PKK’nın bunu çoktan hak ettiği ise, su götürmez bir gerçek.. Dahasını söyleyeyim. Eğer TSK bunu bugün yapsa, milletin itirazının da olmayacağı aşikar.. Ama biz kimiz biliyor musunuz? Hasan Ali El Mecid komutasındaki Kuzey Irak birlikleri, (İran-Irak savaşı sırasında, 1988’de) Halepçe’de kardeşlerimizin tepesine kimyasal bomba attığında, o kardeşlerine kucak açan bir milletiz.. Biz kimiz biliyor musunuz? 1991’de, onbinlerce Kürt öldürüldüğünde, daha fazlasına kıyılmasın diye kapılarını ardına kadar açan bir milletiz. Siz kimsiniz biliyor musunuz? Saddam Hüseyin, suçunu bile öğrenemeden asıldığında bayram ilan edip, idam gerekçeleri arasında Halepçe’nin olmayışını dahi sorgulamayan bir satılık hareketsiniz. El ele verdiğiniz güçlere sordunuz mu bir kez olsun, “Saddam, bizim tepemize attığı o kimyasal silahı nereden buldu sayın abim?” diye.. Peki sonra sordunuz mu; “Neden Halepçe’den yargılanmadı. Halepçe savunmasını yapmasına neden izin verilmedi?” diye.. Biz kardeşlerimizi kimyasal silahtan kurtarmış bir milletiz. Hem de her şeyi göze alarak. Kalın sağlıcakla..