Bu ayıp sana yeter
23 Ekim’de Erciş Depremi olduğunda, Avcılar halkı; “sizi en iyi biz anlarız” diyerek koymuşlardı taşın altına ellerini.. Çünkü 17 Ağustos Depremi’ni, İstanbul’da en fazla yaşayan, en çok acı çeken onlardı. Avcılar da, tıpkı Erciş gibi yıkılmıştı. Kendilerini Ercişli kardeşlerinin yerine koydular ve neleri varsa, neleri yoksa paylaştılar. Allah onlardan razı olsun. Avcılar, Erciş Depremi’ne yapılan yardımlarda başı çekecek kadar büyük bir organizasyona imza attı. Attı da sonra ne oldu dersiniz? Yolunuz düşerse gidin lütfen. Küçükçekmece Gölü’nün hemen kenarında büyük bir hangar var.
Önünde sarı belediye kamyonları duruyor. Kapısı açık. İçerisi hınca hınç dolu. Battaniyeler, paltolar, oyuncaklar.. Hepsi fırlatılıp atılmış durumda.. Çünkü Avcılar halkının yüreğini koyup hurçlara yolladığı yardımlar, Avcılar Belediyesi tarafından Van’a gönderilmek yerine, işte o Küçükçekmece Gölü’nün kıyısındaki hangarda biriktirildi.. “O emanetleri Van’a gönderecek kamyon bulunamadı” desek, hangara gidenler görecekler ki, kamyonlar hangarın kapısında bekliyor. Öyle anlaşılıyor ki, yolu yanlışlıkla oraya düşenler, bu manzara ile yüz yüze gelmesin diye, özellikle çekilmiş o kamyonlar oraya.. Ne diyelim?.. Bu ayıp Avcılar Belediyesi’ne yeter aslında ya.. Utanmasını bilene..
KÜRTLER ENKAZ ALTINDA
Allah yardımcıları olsun iki meslektaşımızın da aralarında olduğu onlarca kişi var hâlâ Bayram Otel’in enkazında. (Ben bu yazıyı yazarken daha çıkarılmamışlardı. İnşallah siz okuduğunuz dakikalarda sağ-salim çıkarılmış olsunlar) Van Merkez’deki 5.6’lık depremde iki otel bir de dershane binası yıkılmış dediklerinde aklıma ne geldi biliyor musunuz? Otellerde misafirlerin kaldığı gerçeği.. Dünyanın neresine giderseniz gidin (istisnai durumlar dışında) otellerde misafirler kalır.
23 Ekim Depremi yaşandığında, enkaz altında kalanların PKK’lı olduğu iddiasını yükselterek, içten içe “oh” çekenler için, bayramın dördüncü günü yaşanan “Bayram Otel” faciası inanılmaz bir ders oldu.. Çünkü yine aynı yerde deprem olmuştu ve bu defa enkaz altında kalanlar, “Kürtler” değildi.. Bize daha nasıl söyleyebilirdi ki yaptığımız ayrımcılık ve ötekileştirmenin ne kadar yanlış bir hareket ve düşünüş tarzı olduğunu? Batıda bir deprem olsaydı anlamazdık. Ama aynı yerde bir deprem ve sadece misafirler öldü. Kuş avlar gibi dağda asker vuranlar değil bu defa ölenler!.. Japonlar öldü. Depremde yurttaşlarımızın yaralarını sarmaya gelen. Ve haberciler.. Geçtik mi şimdi bu imtihandan, kaldık mı?
1 NUMARA
Atatürk’ün ölüm yıldönümünde yine Atatürk ve onun katı Kemalist ideolojisi üzerinden saldırılar devam etti.. Birileri 10 Kasım’ı artık sadece bunun için kullanmaya başladı gibi geliyor bana. Dün yine malum gazetenin (artık alıştığımız) ölünün konuşturulması üzerine kurulu birinci sayfasında ilginç mesajlar yayınlandı.. Mesajın büyüğü kuşkusuz tanımda saklıydı.. “1 Numara Konuştu” manşetiyle çıkan gazetenin, neyi kastettiği açık değil mi? Bir terör örgütü davasına, modern Türkiye’nin kurucu liderini layık gördüler.. Ve kendilerince bunu Atatürkçülük üzerinden yaptılar. Ben söyleseydim Atatürk’e “1 Numara” diye, çoktan sallandırmışlardı Taksim Meydanı’nda..
Daha komiğini söyleyeyim size. Atatürk, sözüm ona canlandırmada her şeyi eleştirmiş. Öğretmen atamalarından deprem yardımlarına kadar her şeyi.. Eyvallah da.. Fenerbahçe Başkanı’nın tutuklu yargılanması nasıl girmiş Ata’nın ajandasına?. Pes valla.. Atatürk’ü başka nerelerde kullanabilirler diye merak ediyordum. Şike soruşturmasında bile kullandılar ya.. “Atam sizin tuttuğunuz takımın Başkanını içeri attılar?” şaka gibi.. Kalın sağlıcakla.