Darbe milletedir
Anayasa mahkemesinin hukuk dışı kararına hala ikircikli yaklaşanlar var.
‘Ne şiş yansın ne kebap’ siyasetiyle vaziyeti idare edebileceklerini sanıyorlar.
Bazıları da, kararı sadece-AKP-ye yönelik bir darbe olarak düşünüyor.
Ama yanılıyorlar.
Darbe, tüm siyaset kurumunadır.
Kararla birlikte siyaset yapmak imkansız hale gelmiştir.
Bundan böyle Anayasa’nın nasıl değiştirileceği, toplumsal ihtiyaçlara uygun düzenlemelerin nasıl yapılacağı meşkuk hale gelmiştir.
Tek bir hukukçu yeni düzenlemelerin nasıl yapılabileceğini söyleyemiyor. Kararın açıklanmasından beri gösterilen tepkiler eleştiriden başka anlam taşımıyor. Herkes eleştiriyor ama kimse çıkış yolu gösteremiyor.
CHP-DSP gibi partilerin cenaze evinde türkü söylemek kabilinden sevinç çığlıklarına aldanmamak gerek. Bu hava dağıldıktan sonra sevinenler bile sistemin nasıl tıkandığını, siyaset kurumunun nasıl işlemez hale getirildiğini görecekler.
Türkiye mevcut sistemle bugüne kadar geldi.
Göstermelik seçimler toplumun havasını aldığı için sistemin ömrünü de uzattı.
Her seçim sistemin nefes aldığı bir menfez görevi yaptı. Partiler değişti, kadrolar değişti, çağ değişti ama sistem ve iktidar hiç değişmedi. CHP, kurulduğu 1923 yılından beri iktidar. Onu zorlayan, millet iktidarının yolunu açmak isteyenler şu veya bu şekilde tasfiye edildiler.
Atatürk, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir demesine rağmen hakimiyet ne onun döneminde ne de daha sonra hiçbir zaman milletin olmadı.
Menderes, özal ve son olarak Erdoğan döneminde milletin, iktidarın bir ucundan tutmasına bile tahammül edemediler.
Her türlü Bizans entrikasını yaptılar.
Gizli, açık, örtülü, sanal her tür darbeyi denediler.
Türk milletini sanık, kendilerini hakim, savcı, gardiyan gibi gördüler. Açıkça söylemeseler de Türk ve Müslüman olmaya en büyük sabıka gibi baktılar.
Senelerdir millete karşı suç işliyorlar.
Cürümlerini meşrulaştırmak için dünyaya dönüp irtica var diye yalan söylüyorlar.
Yeniçeri kazan kaldırırken suçunu örtmek için, ‘şeriat isterük’ diye tepiniyordu.
Şimdinin darbecisi, ‘laiklik isterük’ diye tepiniyor.
Ne yeniçeri şeriat istiyordu, ne darbeci laiklik istiyor.
İkisi de milletin ruhunu, onurunu, şerefini, haysiyetini kabzetmek istedi/istiyor.
İkisi de ulufe peşinde koştu, koşuyor.
Darbe milletedir.
Tereddüde mahal yok. Cevabını da millet verecektir…