Aile hayatı ve mutluluk
Bediüzzaman “İnsanın, hususan Müslümanın tahassungâhı ve bir nevî cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır.” 1 demektedir.
Öyleyse, aile hayatının mutluluğun önemli bir vesilesi olduğunu söylemek mümkün.
Peki ama bu nasıl olacak? Aile hayatımızdaki mutluluğu nasıl kazanacağız?
Burada dikkat edilmesi gereken mühim bir nokta var:
Kimi zaman toz pembe hayallerle kendimizi kandırırız.
Mutluluğu, evlenir evlenmez hazır bulacağımız bir olgu tevehhüm ederiz.
Oysa, mutluluk, sonradan üreteceğimiz bir hakikattir.
Mutluluk, sevgi, hürmet/saygı ve merhametin de sonucudur. “Bir ailenin saadet-i hayatiyesi, koca ve karı mâbeyninde [arasında] bir emniyet-i mütekabile [karşılıklı güven] ve samimî bir hürmet ve muhabbetle devam eder.” 2
Bu duyguların üretim merkezi de kalptir. “Kalb” ise, en birinci etki alanımızdır.
Duyguların teşekkül ettikleri mekân ise aile hayatı, yani evimizdir.
Mutluluğun kaynağı, elbette Kur’ân ve Sünnet-i Seniyyedir. “Bu zamanda aile hayatının ve dünyevî ve uhrevî saadetinin ve kadınlarda ulvî seciyelerin inkişafının sebebi, yalnız daire-i şeriattaki âdâb-ı İslâmiyetle olabilir.” 3
Hammaddesi, sevgi, ilim, tefekkür, şefkat, saygı, yardım, fazilet, ihlâs, cömertlik, iktisat, kanaat, tevekkül gibi duygu ve hasletlerdir.
Bu özellikleri işletecek kabiliyetler, istidatlar (potansiyel yeteneklerimiz) Cenâb-ı Hak tarafından mahiyetimize konmuş. İşlemek ve ortaya çıkarmak ise, maharetimize bırakılmış.
Mutluluk, aynı zamanda paylaşmaktır. Paylaşmak, eksiltmez, arttırır. Özellikle manevî güzellikler, hayırlar paylaşıldıkça artar.
Öyle ise, mutlu olmak için değil, mutluluk üretmek ve paylaşmak için evlenmeli!
Sakın tozpembe hayalî evlilikler yapmayın! Her şeyi olduğu gibi kabul edin.
İnsan olan yerde problem eksik olmaz. Problemsiz, sıkıntısız, bir hayat, ütopik, hayalîdir. Hayal, saçma-sapan şeyler üretir.
Evlilik ve aile hayatı, problemlerin yok edildiği değil; minimize edileceği, birlikte çözülmeye ve göğüslenmeye çalışılacağı bir zemindir.
Önemli olan meseleleri kime göre ve nasıl çözeceğinizdir. “Bence”lerle değil, “bizce”lerle ve İslâmın ölçüleriyle hareket ederseniz huzur bulursunuz.
Bu gerçekleri benimsemiş ve özümsemiş iseniz, müsbetlerin ve mutluluğun çoğunlukta, menfîliklerin ve problemlerin gayet azınlıkta kalacağı bir aile hayatı hazırlıklarına başlayabilirsiniz.
Dipnotlar:
1- Lem’alar, 24. Lem’a, s. 203.
2- A.g.e., s. 199.
3- A.g.e., s. 204.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.