Yetmez ama evet
1997de bir kurulun atanmasıyla faaliyete başlayan Rekabet Kurumu, geçtiğimiz hafta sektörün büyük bankaları hakkında soruşturma açılmasına karar verdiğini duyurdu. Büyük bankalar ve maalesef üç kamu bankası da dâhil toplam 12 banka aralarında anlaşıp kredi kartı ücretlerinde, mevduat faizlerinde ve kredi faizlerinde ortak ücretler ve oranlar belirlemekle suçlanıyorlar. Rekabet Kurumunun temel amacı piyasada hâkim durumda olan bir teşebbüsün bu hâkimiyetini kötüye kullanmasının engellenmesi olarak ifade ediliyor.
Dolayısıyla bu soruşturma oldukça geç kalmış ama zararın neresinden dönülse kardır kabilinden bir soruşturma olacaktır.
Bankacılık sektörü rekabetten yıldan yıla uzaklaşmaktadır. 48 bankanın faaliyet gösterdiği Türk bankacılık sektöründe bu yılın ilk dokuz ayında elde edilen net karın %50sini dört büyük banka (İş, Ak, Yapı Kredi, Garanti) ve %27sini üç kamu bankası (Ziraat, Halk, Vakıf) elde etti. Yani 7 banka net karın %77sini götürürken geri kalan %23ü ise 41 banka bölüşmekte.
Başka verilere oranlara bakmaya hacet yok, bankacılık sektöründe rekabet hak getire. Üç beş banka oranları komisyonları keyfince belirlemekte, diğerleri de lideri izleme stratejisi ile büyük bankaların belirlediği ücretlere göre kendi ücretlerini belirlemekteler.
Bu keyfi ve denetimden uzak sistem üretenin çalışanın hizmetinde olması gereken bankalar yerine bankalara hizmet eden çalışanlar ve halk sonucunu doğurdu.
Bunun sorumluluğu banka yöneticilerinden çok onlara bu boş meydanı veren bu imkânı sağlayıp dilediklerince at koşturmalarına olanak sağlayan otoritelerde. Özel sektörün kapitalist düzende hırsla daha da fazla kazanmak istemesi anlaşılır bir durum. Ama ülke yöneticilerinin ve otoritenin bu hırslı sektörü dizginlemeyip halkı bunların insafına terk etmesi kabul edilebilir bir durum değil.
Geçtiğimiz aylarda Rekabet Kurumu, maaş ödemeleri konusunda aralarında anlaştığı tespit edilen bankaların soruşturmasını tamamlamıştı. Normalde geçtiğimiz yıl cirosunun %10una kadar ceza kesebilme yetkisi varken kanunen, ceza oranı bu bankalar için yüzde yarımın dahi altında kalmıştı, muhtemelen siyasi müdahale ile.
Geçmişteki bu duruma bakılacak olursa güçlü sermayeye, bankalara karşı Rekabet Kurumunun dik duramadığını, yüksek para cezaları veremediğini söylemek mümkün. Muhtemelen kredi kartı ücretlerinde ve mevduat ile kredi faizlerinde aralarında anlaşıp ortak-yakın fiyatlar belirleyen bankalara da yaptırım gücü olan ağır cezalar veremeyecek Rekabet Kurumu.
Bankalar hakkındaki son soruşturma, etik dışı çalışmayı ilke edinmiş bankalar hakkındaki şikâyetlerin ayyuka çıkması üzerine dostlar alışverişte görsün kabilince bir gaz alma operasyonu olacak muhtemelen. Her şeye rağmen hiç aksiyon alınmamasındansa şimdilik bu tür bir soruşturma açılması haberi dahi sevindirici. Umalım ki yeterli ve zamanında denetimlerle sektörde etik çalışmayan bankalar bu alışkanlıklarından öyle ya da böyle zaman içinde vazgeçirilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.