Ersoy Dede

Ersoy Dede

O CHP misiniz, değil misiniz?

O CHP misiniz, değil misiniz?

Dersim polemiğinde Başbakan Erdoğan, çıtayı öyle bir yere koydu ki, Atatürk ve İnönü’den başlayarak, CHP’nin gelmiş-geçmiş tüm genel başkanları altında kaldı.. Dersim için; “şu tutmuş, şu koparmış, şu pişirmiş, şu yemiş” demenin hiçbir anlamı olmadığını koydu ortaya. Devlet olarak özür diledi.. Sonra da döndü Dersimli Kemal’e; “sıra sende” dedi... Delikanlı gibi çıkıp tarihinle yüzleşecek cesaretin var mı, yok mu?

Yeni Türkiye’nin “çıban” olarak gördüğü Dersim için yapılan harekatın arkasında, hükümet de olan, Devlet de olan CHP vardı. 1946’ya kadar bu ülkede Fırat’ın kenarında bir koyun kaybolsa bunun hesabını CHP verecektir. Bundan kaçmak mümkün değil. Ama isterlerse kaçabilirler. Zaman zaman diyorlar da zaten. O zamanın CHP’si ile bugünün CHP’si aynı CHP değil. CHP’yi hem içeriden, hem de gazeteci olarak kenardan izleyen Tarhan Erdem, partinin tarihini 6 ayrı bölümde incelememiz gerektiğini savunuyor.. Erdem’e göre bu 6 ayrı bölüm aynı zamanda 6 ayrı da kurum..


1. 1918-1927: CHF (Cumhuriyet Halk Fırkası) Dönemi


2. 1927-1938: “Atatürk liderliğinin siyasal örgütü CHP”


3. 1938-1950: “İnönü liderliğinin CHP’si” (Tek Parti Dönemi)


4. 1950- 1972: “Demokratik hayatta İnönü liderliğinde CHP”


5. 1972- 1981: “Ecevit liderliğinde CHP”


6. 1992 sonrası CHP


Belki eklemek gerekebilir, Tarhan’ın sahip çıktığı tek CHP, İnönü liderliğindeki CHP.. Tarhan’ın Atatürk dönemini yok sayması ve “liderim” diyerek İnönü dönemine sahip çıkması ile ilgili kavga, CHP’nin kendi içindeki başka bir kavganın konusu. Ancak benim merak ettiğim bu ayrışmalar ve Erdem’in tabiriyle söylemek gerekirse bu ayrı kurumlardan hangisi birbirine miras bıraktı? Yani Kılıçdaroğlu, şu anda kimin koltuğunda oturuyor? Atatürk’ün mü, İnönü’nün mü, Ecevit’in mi yoksa Baykal’ın mı? Eğer diyorsanız ki; “fark etmez, hepsi aynı koltuktur, yani Tarhan Erdem yanılmaktadır” o vakit aralarında Dersim’in de olduğu, İskilipli Atıf Hoca’nın idamının da olduğu bir döneme sahip çıkacaksınız.. Yok eğer biz onların devamı değiliz diyorsanız, o vakit başka bir şeyi konuşmamız gerekiyor sizinle..


Geçenlerde, “siyasetname”sini adeta bir ders gibi okuduğumuz deneyimli devlet adamı ve meslek büyüğümüz Hasan Aksay’la konuştuk CHP’yi.. Aksay soruyor; “Kim demiş CHP’nin devamı bunlardır diye?” Öyle ya.. Efsane Ecevit değil, Milli Şef İnönü’nün oğlu Erdal Hoca değil de Baykalmış meğer CHP’nin siyasi mirasçısı.. SHP olmadı, SODEP olmadı, DSP olmadı.. Ama 1992’de kendisine CHP adını veren bir parti geldi oturdu sisteme, eski CHP’nin bütün siyasi ve iktisadi haklarını hiçbir şey olmamış gibi alıverdi. Buna eğer Kılıçdaroğlu’nun itirazı yoksa benim de itirazım yok. Nasıl ki siyasi partiler kanununa aykırı bir şekilde, tüm hukuku zorlayarak banka patronluğu mirasını aldıysa Kılıçdaroğlu, eski genel başkanlarının hataları söz konusu olduğunda “biz o CHP değiliz” deme hakkına sahip değildir. Banka meselesine gelince, siyasi partiler kanunu açık.. Tostçu büfesi bile açmasına izin verilemezken partilerin, CHP nasıl oluyor da, yüzlerce farklı sektörde iştiraki olan bir bankanın yönetiminde söz sahibi olabiliyor, anlaşılır gibi değil.. “Ama oradan kazandığımız parayı cebe atmıyoruz ki, vasiyette yazılı kurumlara aktarıyoruz” savunması ise, ancak ve ancak, Türk bankacılık ve finans sistemini bilmeyen çocukları kandırmak için öne sürülebilecek bir argüman olmanın ötesine geçemez. Peki CHP bankacılık yapmaya devam etsin ama kendisine banka miras bırakan Atatürk’ün hatalarını, “bizi bağlamaz” deyip yok saymasın. Yok eğer yapılanı “hata” gibi de görmüyorsa, o vakit bunu izah etsin seçmenlerine ve de hemşehrilerine Bay Kılıçdaroğlu. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi