Ergenekon, KCK ve avukatlar
Günlerdir Apo’nun avukatlarını konuşuyoruz. İmralı’ya gide-gele taşıdıkları mesajlarla örgütün nasıl yönlendirildiğini okuyorsunuz gazetelerde. Avukatlarla PKK arasındaki ilişki özellikle 1999 sonrası süreçte bambaşka bir boyut kazandı. Bunu iyi görmek lazım. Herkes Kandil’deki bilmem ne konseyinden ya da BDP’nin Eş başkanlarından falan söz eder. Oysa yönetim bizzat avukatlardan kurulu “Asrın Hukuk Konseyi”nin elindedir. Dahasını söyleyeyim size, İmralı’dan Dağ’a mesaj götürmekle, taşımakla suçlanıyor değil mi bu avukatlar? Ya da tahminen, en azından bununla suçlanabilirler. Öyle ya.. Ellerine silah almadıklarına göre, başka ne yapmış olabilirler ki?.. İşte şimdi çok dikkat edin sevgili okurlar. Zira bu hukuk bürosunun, yakın tarihimizdeki yerini anlamamız bakımından birazdan okuyacaklarınız çok önemli.. Peki gerçekten İmralı’dan örgüte ne gittiğini biliyor muyuz? Daha açık sormak gerekirse, avukatların, “İmralı’nın mesajıdır” dediği mesaj hakikaten İmralı’nın mesajı mıdır? Bunu Öcalan’ı aklayayım diye sormuyorum. Bir yandan KCK davası devam ederken bir yandan da Ergenekon Davası’nın devam ettiğini düşünerek soruyorum. Bir Mahmut Şakar örneği var mesela ortada.. Şakar, Öcalan’ın en eski avukatlarından biri.. Zaman zaman Öcalan’ın temsilcisi ya da sözcüsü olarak da çıktı karşımıza.. Hatırlayın 2004’te, Ergenekon ve uzantısı yapılar, ülkeyi kan gölüne döndürmenin hesaplarını yaparken, PKK’yı da işin içine çekmeye çalıştılar.. Darbe öncesi, kardeşin kardeşi vurduğu bir kaos ortamı hazırlanacaktı ve halk “yeter artık, asker gelse de bizi kurtarsa” diye feryat edecekti.. Tam bu dönemde Mahmut Şakar, Kandil’deki kongreye katıldı.. Orada, Öcalan’ı temsilen bulunduğunu söyledi.. Kameraları kapattırdı, kayıt cihazlarını kaldırttı.. Ve dedi ki; “buraya savaş kararı aldırtmaya geldim”.. 2004’teki eylemsizlik işte bu cümleyle bozuldu.. Buraya kadar olanları tesadüf gibi görenler için birkaç cümlemiz daha var.. Bu hadisenin doğru olup olmadığının sağlaması diyelim.. ve sözü Mahmut Şakar’a bırakalım; “...Öcalan’ın yakalanmasının ardından cezaevinde üst düzey komutan ve bürokratlarla görüşmeler yaptık ........... Öcalan’la görüşen askerler bunu Ergenekon adına yaptıysa bu onun sorunu değil. Benim rolüm sadece Kandil’de olmaktı.....” devamını da anlatayım.. Mahmut Şakar, Kandil’e çıkıp orada kalmadı.. Kongre’den sonra Türkiye’ye giriş yaptı.. Dönüşte de Silopi’de yakalandı. Fakat nedense bir süre göz altında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.. Şakar’ın Kandil’e gidip geldiğini öğrenen güvenlik güçleri görevini yapmış ve Mahmut Şakar’ı gözaltına almıştı. Fakat iki gün sonra, Şakar Diyarbakır’da özgürce dolaşırken görülecekti.. Çünkü Şakar, Levent Ersöz’ün araya girmesiyle serbest bırakılmıştı.. Çünkü iddiaya göre onu Kandil’e gönderen irade sadece İmralı’nın değil, İmralı’da varılan mutabakatın tüm taraflarının iradesiydi ve Ersöz de o taraflardan birine çok yakındı..