Fas'ta Reform ve Sonrası
Arap ülkelerindeki halk hareketleri birer özgürlük hareketidir. Dolayısıyla yıllardan beri zulüm, baskı ve devlet terörü altında yaşayan halkların hak ve özgürlük için meydanlara dökülmesini ABD'nin yahut emperyalizmin komplosu olarak nitelemek her şeyden önce bu halklara saygısızlık ve büyük haksızlıktır. Böyle bir iddia yarın bir gün sizin herhangi bir haksızlıktan dolayı meydanlara çıkmanızı ve hak istemenizi emperyalizmin komplosu olarak nitelemeye açıktır.
Fas Krallığı bu halk hareketlerindeki etkeni ve amacı erken keşfetti. Dolayısıyla sebebi kısmen de olsa ortadan kaldırmak, amacı da belli bir noktaya kadar gerçekleştirmek suretiyle hâkim sistemi kurtarma operasyonu başlattı. Bunun da ilk adımı Anayasa reformuydu.
Aslında böyle bir operasyonu Suriye'deki rejim de gerçekleştirseydi, kuvvetli ihtimalle yumuşak geçiş dönemi başlatabilir, bunca kan dökülmesinin önünü kesebilirdi. Ama o her şeye rağmen devlet terörünü tercih ederek özgürlük ve hak isteyenlerin üzerinden tanklarını yürüttü. Yıllardır babalarını göremeyen çocukların kafalarına kurşun sıktı. Çünkü birçoklarının tespitine göre Suriye'deki yönetim böyle bir yumuşak geçiş sonrasında kendisini ayakta tutacak bir halk kitlesi olmayacağını hesaplıyordu.
Böyle bir değerlendirmeden Fas'taki rejimi onayladığım sonucu çıkarılmasın. Sadece uyguladığı taktiğe dikkat çekiyor ve bu taktiğin Suriye'de de kan dökülmesinin önüne geçmesi ihtimalinin kuvvetli olduğunu vurgulamak istiyorum.
Fas'ta Anayasa reformu ve yeni Anayasanın neler getirdiği hakkında daha önce 2, 7 ve 8 Temmuz 2011 tarihlerinde yayınlanan yazılarımızda ayrıntılı bilgi vermiştik. Orada yazdıklarımızı tekrar etmeye gerek görmüyoruz. Bu yazılarımızı web sitemizden (www.vahdet.info.tr) okuyabilirsiniz. Sadece şu kadarını ifade edelim ki kral Anayasa reformuyla kendi yetkilerini kısmen kısıtlayarak sivil yönetimin yetkilerini biraz genişletti. Bu uygulamayla halkların meydanlara dökülmesine neden olan diktanın yetki alanını daraltmış, özgürlük alanını biraz genişletmiş oldu.
Bazıları bunun sadece bir yanıltma olduğunu, kralın yine sistemin ana unsurlarını elinde tuttuğunu, hâkimiyetini zorlayabilecek değişimlere açılan tüm kapıların anahtarlarını cebinde sakladığını, onun çizdiği daire içinde kalınması şartıyla yapılacak faaliyetlerin engellerini kaldırdığını ifade ettiler. Ama buna rağmen Arap baharının bir kitlesel ayaklanma şeklinde Fas'a yansımasının önüne geçme konusunda başarılı olduğu da bir gerçektir. Suriye'deki direnişin başarılı olması durumunda Ürdün, Suudi Arabistan ve Cezayir başta olmak üzere muhtelif Arap ülkelerinin sallantıya girmesi ihtimalinin yüksek olmasına rağmen Fas için şimdilik böyle bir ihtimal görünmüyor.
Fas kralı bir yandan zikrettiğimiz Anayasa reformunu gerçekleştirmeye hazırlanırken bir yandan da kendi iktidarının kazıklarını sağlamlaştırmak amacıyla siyasi yarış alanına yerleşme çabalarını başlatmıştı. Bu amaçla kendine yakın gördüğü siyasi partilerin tek çatı altında birleşmelerini ve onların kralın mesajlarını, davasını halka taşımak suretiyle iktidarını sağlamlaştırma çabası içine girmelerini sağladı. Bu çabalar Asalet ve Çağdaşlık Partisi'ni ortaya çıkarmıştı. Bu parti seçimlere en güçlü siyasi parti olarak giren Adalet ve Kalkınma Partisi'nin en katı ve sert muhalifi olarak meydanlara çıktı. Gittiği her yerde bu partinin bir kusurunu ortaya çıkarmaya, bazen yalan bazen doğru bilgilerle onu yıpratmaya çalışıyordu. Yani halka kendi mesajını vermek yerine, halkın meylettiği bir partinin ayağını kaydırmaya çalışmak suretiyle oy kazanmaya çalışıyordu. Halka "şu kapıya gitmeyin sakıncalıdır" derken dolaylı olarak da "oraya gitmediğinizde gidebileceğiniz kapı bizimkidir" mesajı vermeye çalışıyordu.
Ama tüm çabalarına rağmen başarılı olamadı. AKP birinci sırayı alırken, kralın sultasını sağlamlaştırma dışında bir ideolojik kaygısının olmadığı düşünülen AÇP dördüncü sırada yer aldı. Birçokları bu kadarlık bir başarı elde etmesinin de mümkün olmadığını ileri sürerek, AÇP'nin bu başarısının seçimlerde kısmen de olsa bir hile yapıldığına delalet ettiğini söylüyorlar.
Hükûmeti kurma hakkı elde eden AKP ve önünde duran engeller hakkında müteakip yazımızda bilgi vereceğiz inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.