Hollanda-İtalya maçı son yıllarda izlediğim en heyecanlı müsabakalardan biriydi..
Ve Hollanda 30 yıldır yenemediği İtalya’yı ezdi geçti.. İtalya’nın da kaçırdığı goller oldu ancak 90 dakika boyunca oyunun hakimi Hollanda’ydı.. Zaten maçın skorunun 3-0 olması da durumu izaha yetiyor..
Van Bronckhorst isimli bir dinamo izledim Hollanda takımında!.. Hem gol attırdı hem de attı.. Yine Sneijder isminde bir atom karıncaya şahit oldum ki, adam futbol oynamıyor adeta uçuyor.. O kaşar İtalya defansını hallaç pamuğu gibi attı.. Ya attığı gol?.. Buffon gibi yılların tecrübesi bir panteri avlayışı bence jeneriklik vuruştu.. Van Nistelrooy oynadı, oynattı ve de attığı golle perdeyi açan futbolcu oldu.. Engelaar her pozisyonda İtalyanların başına dert oldu.. Van Der Vaart, Ooijer, Mathijsen, Kuyt ikili mücadelelerde rakiplerine devamlı üstünlük sağladılar..
Kısacası, İtalya gibi bir takımı, net bir skorla yenen ekip kupayı da alırsa kimse şaşırmasın..
Hollanda’yı izlerken aklıma 70’li yılların unutulmaz Ajax’ı geldi. Ve neredeyse tamamı Ajax’lı futbolcuların oluşturduğu o muhteşem Hollanda Milli Takımı’nı hatırladım.
Teknik Direktör Romen Stephan Kowacz öyle bir takım meydana getirmişti ki, geleni-gideni eziyordu.. Suurbier’li, Rep’li, Hulsoff’lu, Neeskens’li, Haan’lı ve Cruyff’lu Hollanda, önceki akşam izlediğim Hollanda’dan da iyi oynuyordu.. Zaten Kowacz, “total futbol”un bir başka ifadeyle “döner futbol”un mucidiydi ve oynattığı bu sistemle Avrupa’da yenmedik takım bırakmamıştı.. O Hollanda gerçekten tüm zamanların belki de en iyilerindendi..
Evet, kısa bir nostaljiden sonra gelelim Türkiyemizin bu geceki maçına.. çeyrek final için İsviçre’yi mutlaka yenmeliyiz.. Lamı-cimi yok.. Müdafada sakatlık var.. O dezavantajımız.. Ama İsviçre’nin de önemli 2 forveti sakatlıktan dolayı oynamıyor..
Netice-i kelâm; ortada bir maç!.. Yani 3 ihtimalli.. Teknik bizde, hızlı oynama onlarda.. Tecrübe bizde, saha ve seyirci avantajı onlarda..
İsviçre’yi yeneceğimize milletimiz inanıyor.. Fatih Terim ve çocuklarımız da inanırlarsa iş biter..