Kış çayı - Ekinazya
Ekinazya bitkisi, Kızılderililer tarafından öksürük kesici, nezle, grip ve yara iyileştirici, baş-mide-diş ağrılarını giderici olarak kullanılmıştır. Farmakolojik olarak bu etkileri kanıtlanamasa da bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri çok sayıda araştırma ile desteklenmiştir.
Ekinazyanın 9 farklı türü olmakla beraber ekonomik değeri olanlar Echincea purpurea, E. angustifolia ve E. pallida türleri olup bitkisel ilaç sanayinde değerlendirilmektedir. Ülkemizde birkaç yıl öncesine kadar drog ya da preparat halinde sadece ithal edilmekte ve farklı farmasotik formlarda kullanılmaktaydı. Bugün itibariyle şahsımın denetiminde ve ülkemizin değişik yörelerinde kontrollü olarak üretilmektedir. Taşıdığı içeriğin çok yönlü etkisinden dolayı dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekinazyaya duyulan talep yıldan yıla artmaktadır.
Ekinazyanın toprak altı ve toprak üstü organlarından olmak üzere bitkinin tamamı tedavi maksatlı değerlendirilebilmektedir. Özellikle köklerinden hazırlanan preparatlar, sıklıkla tekrar eden üst solunum yolu ve üriner-idrar yolu- sistemi enfeksiyonlarının tedavisinde yardımcı olarak başarıyla kullanılmaktadır. Bilhassa enfeksiyon hastalıklarında vücut direncinin doğal olarak artmasına ve aktifleşmesine yardımcı olmaktadır. Bitki bileşenlerinin antiviral, antifungal, antibakteriyal, antiflamatuar etkilerinden dolayı boğaz ağrısı, bademcik iltihabı, soğuk algınlığı, nezle ve gribe karşı koruyucu olarak faydalanılmaktadır.
Ekinazyayı Kızılderililerden öğrendiği şekliyle dünya tıbbına 1870 yılında ilk tanıtan Dr. H.F.C. Meyer, bitkinin köklerinden hazırladığı tentürü kanın temizlenmesi, romatizma, migren, değişik yaralar, hazımsızlık, bitki zehirlenmeleri, sifilis, kangren, malarya, difteri, hemoroit vb gibi çok sayıda hastalığın tedavisinde kullanmıştır. 20. yy. başlarında ABD’de, ekinazya kullanımı bir tedavi yöntemi olarak uygulanılmış ise de 1930’larda antibiyotiklerin keşfiyle kullanımı azalmıştır. Ancak, 1970’lerden sonra araştırmacıların kanser hastalığına odaklanması sonucu, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerinin denetlenmesinden sorumlu olduğu fark edilince immünostimülan (koruyucu sistemi teşvik edici) bitkiler tekrar öne çıkmıştır. Antibiyotik kullanımıyla ilgili 1980’lerde tespit edilen ciddi sorunlar, insanları alternatif bitkilere yönlendirmiş ve ekinazya yeniden gündemde yerini almıştır. Bu nedenle ekinazya günümüzde tüketilen bitkisel ilaç hammaddeleri arasında 4. sırada yer almakta ve yaygın olarak kullanılmaktadır.
Ekinazya, taşıdığı zengin içeriği dolayısıyla bağışıklık sistemi üzerine etkili flavonoitler, alkaloitler, alkamitler, glukoproteinler, polisakkaritler ve kafeik asit türevleri olmak üzere çok sayıda farklı bileşik gruplarına sahiptir. Alkamitler her üç ekinazya türünün kökleri, kafeik asit türevlerinin önemli bileşenleri olan kikorik ve kaftarik asit bitkinin toprak üstü kısımlarının karakteristik bileşikleridir. Kikorik asit immünostimülan ve anti-enflamatuar, kaftarik asit antioksidan, polisakkarit grubundan fukogalaktoksiloglukan’ın fagositozu artırıcı, asitik arabinoglukan’ın makrofajları tümör nekroze edici aktör salınımı için stimüle-teşvik edici, glukoproteinlerin immünostimülan etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.
Ekinazya, anılan etki özellikleriyle vücudumuzun savunma sistemi olan bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Sayın Başbakanımız da, Domuz Gribi aşısı yaptırmayışını, ekinazya çayı içiyor olması ile izah etmişti. Bu durum koruyucu hekimlik (hastalanmadan önce tedbir alma) yönünden fevkalade önemlidir.
Ekinazyanın kullanım süresi ve miktarı sınırsız değildir. Yoğun ve aralıksız olarak kullanımı 6-7 haftayı geçmemeli, 3-4 hafta ara verdikten sonra gerekirse yeniden kullanılmalıdır. Ancak, birkaç gün aralıklarla devamlı olarak kullanılabilir.
Bağışıklık sistemi doğuştan sorunlu, verem ve papatya alerjisi olanlar ile organ nakli yapılan-yaptıranlar, hamileler, emzirenler kullanmasınlar.
Ekinazya tüketimi ile anılan sorunlardan uzak bir kış geçirmek sizin elinizdedir. Çay, her içim için taze hazırlanmalıdır. Pişirilmiş suya ilave edilen ekinazya 3-5 dakika demlendikten sonra servis yapılıp çayın rengi koyulaşmadan tüketilmelidir. Günde 1-3 bardak içilebilir. Ekinazyanın belirgin bir kokusu olmadığından aroması hoşunuza giden oğul otu, tarhun vb gibi bir bitki ile karıştırılabilir.
Afiyet ve her ânınız sağlıklı olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.