Söz CHP den açılınca malzeme oldukça boldur. Bu bolluğa birazdan gelmek kaydıyla girişimizi başlığımızda geçen “İmtihan” kavramıyla manalandırmaya çalışalım. Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir diye anlamlı, bir o kadar da güzel bir söz vardır. Bu söz aynı zamanda imtihanın zorluğunu da göstermektedir. Nitekim imtihana tabi olmak Dünya ve Ahiret’te bizi hep tedirgin eden bir husus olmuştur. Çünkü “İmtihan” aynı zamanda sorgulama ve murakabeye alma manalarını ihtiva ediyor.

Hiç kimse, kendisini zora sokacağından dolayı kolay kolay sorgulanmak istemez. Ama sorgulanmak ve imtihana tabi tutulmak hayatımızın gerçeklerindendir.

Evde, okulda, işte ve sair mekânlarda zaman zaman imtihan oluruz. Hiç kuşku yok ki en ağır ve en önemli sorgu ise mahşer günü Rabbimizin huzurunda, yapıp ettiklerimizden veya ihmal baktıklarımızdan tabi tutulacağımız sorgudur. İnsan olarak sorgulandığımız ve imtihana tabi tutulduğumuz gibi kurumlar ve devletlerde sorgulanabilmektedir. İnsanların asıl sorgusu Mahkeme-i Kübra’da iken, Kurumların sorguları genelde burada yapılmaktadır.

CHP bu sorgulama işinde sıkıntılı badireler atlatacağa benzer. Çünkü gerek tek parti döneminde ve gerekse diğer iktidara ortak olduğu zamanlarda yaptığı icraatlar genelde demokrasiye ve Millete rağmen olan uygulamalardır. Dersim hadisesi gibi daha çok özür beyan etmesi gereken hukuk ve demokrasi dışı vukuatları mevcuttur.

Yeterince vuzuha kavuşturulmadan ve araştırılmadan kapatılan ve Esat Erbilili’nin idamı ile sonuçlanan Menemendeki Kubilay olayı, İskilipli Atıf hocanın şapka aleyhinde iki sene önce yazdığı risaleden idama mahkûm edilmesi, çeşitli itirazlar bahane edilerek mağdur edilen saf ve gariban Anadolu insanı, dininden diyanetinden sistemli bir şekilde uzaklaştırılmaya çalışılan milyonlar vs. vs.

Hani bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlarımızdan biri; şu öğrenciler ve okullar olmasa, Milli Eğitimi ne güzel idare ederdim demişti ya, işte CHP’de sanki aynı bakışa sahip gibi geliyor bana. Şu mazlum Millet ve de Demokrasi denen halk iradesine saygı olmasa CHP’nin güzel ve etkili siyaset yapacağına kuşku yok. Ama kör-topal da olsa bir demokrasimiz, bir de demokratik haklarını her fırsatta talep eden Milletimiz var. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Milletin, asla kopamayacağı milli ve manevi değerleri var.

Nitekim bu Millet özgürlük ister, rahatının bozulmasına itiraz eder, zorbalıktan nefret eder, sözünün dinlenmesini, inancının hor görülmemesini talep eder. Baskıdan, dayatmadan, kendisine tepeden bakılmasından, iki de bir cahil görülmesinden, her fırsatta aldatılmaktan, inancına irtica denmesinden, on yılda bir birikimlerinin elinden alınması ve pervasız bir şekilde talan edilmesi için dipçikle burnuna vurulmasından nefret eder, darbe şakşakçılarından yaka silker.

Bütün bunlara rağmen CHP ise, ne yazık ki bu garip uygulamalara yakınlığı ile bilinir, anılır ve hatırlanır. Anlaşılan o ki, hoşlanmadıkları bu acıtıcı hatırlatmalardan pek kurtulacağa da benzemezler. Bakmayın siz CHP’nin yeni genel başkanı Sayın Kılıçtaroğlu’nun demokrasi havariliğine soyunmuş olmasına. Attığı yanlış adımlar ve ardı arkası bir türlü gelmeyen omurgasızlık ve tornistanlarla kendisine hiçbir ümit bağlanamayacağını ve Milletin hakkına bekçilik edemeyeceğini açık-seçik bir şekilde göstermiştir.

Hele Sayın Başbakanımızın milli irade ve demokratik anlayış çıtasını bu kadar yükseltmesinin ardından onun işi daha da zorlaşmıştır. Bundan sonra CHP anlayışına ve siyasetine Türkiye pazarında yer olmadığı net bir şekilde ortaya çıkmıştır. CHP yetkililerinin aşırı hırçın tavırları sonucu değiştirmeyecektir. Dinini, diyanetini, inancını, geçmişini, tarihini, örfünü ananesini pazarlık konusu yapmayanların bulunduğu yerde CHP ve benzeri fosilleşmiş anlayışlara yer yoktur.

Önemli bir ameliyat geçiren ve bu vesileyle hepimizin yüreğini ağzına getiren Sayın Başbakanımıza Yüce Mevla’dan acil şifalar diliyorum. Artık bize ve bizim dualarımıza daha çok ihtiyaç hissedecektir, onu yalnız bırakmayalım…

Yüceler yücesi Cenab-ı Hakka emanet olunuz…