Emrolunduğunu Her Şeyden Önde Tutmak
Kuran, Hz. İbrahim (as)ın Allah'a olan kayıtsız şartsız itaatinden, teslimiyet ve gönülden bağlılığından söz eder. Yüce Allahın dost edindiği kutlu peygamber Hz. İbrahim (as)ın, oğlu İsmail (as)ı Rabbi için feda edebileceğini kanıtlaması, güçlü ve derin imanının kanıtıdır. Bu üstün ahlak bizler için çok güzel bir örnektir. Bu nedenle, İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır
(Mümtehine Suresi, 4) ayetinde haber verildiği üzere onun ve diğer tüm peygamberlerin yolunu izlemek ve Allah'ın ayetlerini uygulamadaki titizlikleri, sabırlı ve tevekküllü kişilikleriyle onları örnek almak önemlidir.
Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O:) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti. (Bakara Suresi, 131) buyrulur Kuranda. Hz. İbrahim (as), Rabbine halisane teslim olmuş, itaatle emrolunduğunu yerine getirmiştir. O, görevini evlat sevgisinden önde tutmuştur.
Yaşadığımız ahir zamanda, Bediüzzamanın ifadesiyle en büyük farz vazifesi İttihad-ı İslamdır. Dünyanın dört bir yanında Müslümanların gördüğü zulmün tek çözümü İslam Birliğidir. O halde önceliğimiz, Kur'an ahlakının yayılması, İslam'ın hakim olması için gayret etmek olmalıdır.
Kuran ahlakının yeryüzü hakimiyetini istemek yerine kendini kurtarma peşinde yaşanan bir din yoktur. Bana dokunmayan bin yaşasın mantığındaki bencilleri Allah hep helak etmiştir.
Yalnızca kendini düşünen kişi de kurtuluşu için Kuranın hakim olmasını istemelidir. Kendisi için hayal ettiği huzurlu ve rahat hayat ancak bu şekilde gerçek olacaktır. Allah'ın vaadi ve Peygamberimizin(sav) müjdesi olan İslam ahlakının dünya hakimiyetini önemsiz görmek yanılgıdır. Bugün en hayati konu budur; önceliklidir ve üzerinde düşünülmesi gerekir. Bu konudan kaçınılması iman zafiyetinden kaynaklanır.
Dünyada büyük çapta bir çalışma var. İslamın dünyaya hakimiyetinin gerçekleşmemesi için dünya çapında önlemler alınıyor
Bu konuları önemsemeyen insan, Kur'an'ı da kendince önemli görmüyor demektir.
Kuran, İslamı dünyaya hakim kılmak için geldi, "fitne yeryüzünden kalkıncaya ve dinin hepsi Allahın oluncaya kadar mücadeleyi emrediyor. (Enfal Suresi, 39) Ne fitne yeryüzünden kalktı ne de dinin hepsi Allah'ın oldu. Hemen hergün dünyanın dört bir yanından Müslümanların ölüm haberleri geliyor. Örneğin bir köpeğin öldürülmesi haberi bile günlerce medyada yer alırken, bu olaylar genellikle konu bile edilmiyor.
İnkarın kaynağı ve günümüzün putları olan Darwinizm ve materyalizm ile mücadele önemsiz görülüyor. Oysa bu inkar putlarını kırmak zorunludur. İnsanı mahveden, evini yıkan, bombalayan, aşağılayan putlar yok edilmelidir. Televizyon kanallarındaki dini programlarda hurafe dolu, uydurulmuş hikayelerle zamanı israf etmek yerine bu konular anlatılmalıdır.
Müslümanların şehit edilmesinin yeterince önemsenmemesi utanç vericidir. İman ve akıl zafiyetidir, cehalettir. Kuran ahlakının yeryüzü hakimiyeti, sürekli gündemde tutulması gereken en öncelikli konulardandır.
Samimi mümin, Allaha tam teslim olup, emrolunduğunu itaatle yerine getiren insandır. Peygamberler ve onlarla birlikte hareket eden müminler, hayatları süresince Allah yolunda hizmet, gayret ve mücadele içinde olmuşlardır. Peygamberimiz (sav)le birlikte hicret eden müminler, ailelerini de bırakarak tehlikeleri göze almış, sonsuz ahiret mutluluğunu kazanmışlardır. Kendilerini tehlikeye atmaktan çekinerek, evlerinde oturmayı seçenlerin ise şu an hiçbir izleri yoktur.
Allah, Kendisine yönelmiş, halisane teslim olmuş samimi kullarının izleri üzerinde, doğru olana, hidayete yönelenlerden kılsın biz Müslümanları. Dünyevi çıkarlarıyla çatışsa da hep Allahın tarafını seçen, Onun yolunda malını-canını hiçe sayarak mücadele eden, Rabbine aşkla bağlı müminlerden kılsın. Ve ihsanda bulunan bütün hayırlı ve şerefli isimlere Selam olsun
Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İbrahim'e selam olsun. Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mü'min olan kullarımızdandır. (Saffat Suresi, 108-111)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.