Sırbistan yine kaybetti
Kosovanın bağımsızlığını ilan etmesinin üzerinden üç yılı aşkın bir süre geçti. Bu süre zarfında 85 ülke tarafından tanınmış olsa da, Sırbistan bu durumu kabule yanaşmıyor. Belgrad yönetimi, uluslararası kuruluşlara üye olması, telefon kodu alması, ticaret yapması ve serbest seyahat hakkı gibi birçok konuda Kosovaya engel oluyor.
Sırbistanın, Priştine yönetimin tanınmaması gayreti, AB ve ABDnin birçok karşı hamlesine maruz kalıyor. Washington ve Brüksel, Sırp katiller Ratko Mladiç ve Goran Haciçin teslim edilmesini büyük bir adım olarak kabul etse de, Sırbistanın AB üyeliğini Kosova ile iyi ilişkiler kurması şartına bağlıyor.
Belgradın, AB hatırına kabul ettiği ilk Priştine görüşmesi, 8 Martta, Brükselde gerçekleşti. Görüşme sonrasında imzalanan ilk taslak anlaşmaya göre; Kosova kimliği ya da sürücü belgesine sahip olan Kosovalılar, Sırp polisinin vereceği özel bir belgeyle Sırbistana girebilecek. Kosova armalı plakaya sahip olan araç sürücüleri, Sırp polisinin vereceği geçici araç plakayla Sırbistana giriş yapabilecekler.
İki ülke arasında çözüm bekleyen konulardan bir diğeri de gümrük damgası. Sırbistan, bağımsızlığını ilan ettiği günden beri, Kosovanın ihracat ürünlerine ambargo uyguluyor. Kosova da, Sırbistandan gelen ürünlere kısıtlama getirerek, bu ambargoya cevap veriyor. Fakat Kosovadaki sınır kapılarını kontrol eden ABnin hukuk misyonu EULEX, bu yasağın uygulamada oldukça isteksizdi.
Sırbistan malları, hiçbir kontrol ve denetime tabi olmaksızın Kosovaya giriş yapıyor. Bu sebeple, kaçakçılık, Kuzey Kosovada yaşayan pek çok Sırp için en kazançlı gelir kaynağı. Kosova ekonomisine önemli zararlar veren bu sorunu çözmeye yönelik görüşmelerin, 20 Temmuzda yapılması planlanıyordu. Ancak bu görüşme iptal edildi. Bunun üzerine Priştine yönetimi, ROSU isimli Özel Polis Gücünü Yerince ve Brnyak sınır kapılarına gönderdi. AB ve ABD, uluslararası kurumlardan habersiz harekete geçmesi sebebiyle Priştineyi eleştirseler de, bu girişimi desteklediler.
Kosovanın kuzeyinde, birçoğu aşırı milliyetçi, 60 bin Sırp yaşıyor. Bu Sırplar, Kosovanın bağımsızlığını tanımazken, Belgrada bağlılıklarını devam ettiriyorlar. Her ne kadar Kosova Anayasası, Kuzey Kosovayı ülke toprakları içinde gösterse de, hükümetin pek fazla yaptırım gücü bulunmuyor.
Kuzey Kosovadaki Sırplar, Priştine lehine her türlü girişime ayak diriyorlar. Sırbistan sınırına giden yollara kurulan barikatlar ve sınır karakollarının ateşe verilmesi bu ayak diremenin açık örnekleri. Etnik Sırplar, düzenledikleri keskin nişancı saldırı neticesinde bir polis memurunun hayatını kaybetmesine sebep olarak, Sırp şiddeti adına yeni bir örnek daha vermiş oldular.
Kuzey Kosovada, Kosova polis güçleri konusunda yaşanan anlaşmazlığın artarak devam üzerine bölgedeki NATO Barış Gücü KFORa bağlı askerler, her iki geçiş noktasında konuşlandılar. Ayrıca bölgede bulunan altı bin KFOR askerine ilaveten yedi yüz kişilik ek bir tabur da gönderildi.
Günlerce devam eden olayların ardından, Brükselde gerçekleştirilen, Belgrad-Priştine görüşmesi neticesinde; gümrük damgalarında, hiçbir ek işaret olmaksızın, Kosova Gümrüğü ifadesinin yer alması hususunda anlaşıldı. Görüşmelerde kadastro kayıtları konusu da gündeme alındı. Meşru mülkiyet haklarının korunması adına Kosovada bir kadastro kurulması kararlaştırıldı.
Kosova gümrük damgasının kabul edilmesi, bir anlamda Kosova gümrüğü ve Arnavut sınır polisinin de kabulü anlamına geliyor. Ancak bu gümrük krizi Sırbistana pahalıya mal oldu. Sırbistan Ticaret Odası verilerine göre, ithalat yasağı sebebiyle, Temmuz ayı sonundan bugüne kadar geçen sürede uğradığı zarar yaklaşık 45 milyon Euro.
Ne var ki Belgrad, hala oyunu kaybettiğini kabullenmeye yanaşmıyor. Tek amacı eski statükoyu korumak ve uzun vadede Kosovayı bölmek. Ancak bu senaryonun gerçekleşme ihtimali neredeyse sıfır. Belgrad yönetimi kafasını kumdan kaldırıp, Priştinede, Zagrepte, Saraybosnada, Tiranda, Podgoricada, Üsküpte ve Lyublyanada kabul göremedikçe, Washington ve Brükselde de kabul göremeyeceğini anlamalı. Sırbistan, Kosovanın bölünmesi fikrinden vazgeçerek, Ahtisaari Planının Kuzey Kosovada uygulanmasına fırsat vermeli. Anlamsız Kosova ve Avrupa sloganında ısrar etmek, uzun zaman önce kaybettiği Kosova gibi, Avrupa Birliğinin de kayıplar hanesine yazılmasına sebep olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.