İsviçre dâvâsı önemli
İşin içinde Doğu Perinçek ismi olduğu için bir parça mesafeli yaklaşıyorum. İtiraf etmeliyim ki, herhangi bir nedenle Doğu Perinçek’i savunuyor görünmek istemem. Ama bir vaka var ortada. Bugün tartıştığımız yasa, yıllar evvel İsviçre’de geçti. Yani İsviçre yasalarına göre, “soykırım”ın inkarı suç.. Ve Doğu Perinçek, 2005 yılında İsviçre’de verdiği bir konferansta, Osmanlı İmparatorluğu döneminde “Ermeni soykırımı” yaşanmadığını savunmuş ve bu iddiaları “uluslararası yalan” olarak nitelemişti.. “İsviçre-Ermenistan” adlı bir dernek de, Perinçek hakkında suç duyurusunda bulundu..
Doğu Perinçek, İsviçre mahkemelerince “ırkçı ayrımcılık” yaptığı gerekçesiyle ceza ödemeye mahkûm edildi.. Kararın gerekçesinde ise, “Ermeni soykırımı” iddiaları için “tarihi olgu” denildi.. İsviçre’deki itiraz süreci de reddedilen Perinçek, 2008 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Buraya dikkat edelim yalnız.. Perinçek’in müracaatı’nın 1915 olayları ile bir ilgisi yok.. Bu noktada kafa karıştırmaya çalışanlar olabilir. 1915’te şu oldu, bu olmadı gibi bir mesele gitmiş değil AİHM’e.. Perinçek, sadece, böylesine bir fikri, özgürce söyleyemediği iddiasıyla ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle gitti AİHM’e..
Aynı yıllarda AİHM bir de Hrant Dink kararı verdi.. Kararda, “1915 olayları” etrafındaki toplumsal tartışma çerçevesinde, herkesin demokratik bir toplumda düşüncelerini serbestçe ifade edebilmesi gerektiği hükme bağlanmıştı..
AİHM iki yüzlü, güvenilmez bir kurumdur.. Benim için onların samimiyetini test etmeye bir ya da iki örnek kâfi değildir.. Amma Hrant Dink kararı ile Doğu Perinçek müracaatı arasındaki tarihsel benzerlik nedeniyle, bu işin üzerine gitmemiz gerektiğini düşünüyorum.. Süreci hatırlamak bakımından bir kez daha vurgulayalım.. AİHM, Perinçek davasını görüşmeyi kabul etti.. Ardından, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gereğince İsviçre’den savunma istedi.. Türkiye’den de görüş.. Türkiye, Perinçek’in savunmalarını destekleyen tavrı ile davaya taraf olduğunu da ilan etti.. Bilinen en temel hukuk normudur; ulusal yasalarla AİHM içtihadı çatışırsa, AİHM içtihadı geçerlidir..
Bizde de öyle değil midir? Uluslararası yasalar, ulusal yasalarımızın üzerinde değil midir?..
Yani şimdi, AİHM’den, Perinçek lehine bir karar çıkması halinde, aralarında Fransa’nın da olduğu, Avrupa ülkeleri, bu dosyayı, bir daha indirmemek üzere rafa kaldıracak ve tarihin karanlıklarında kaybolmaya bırakacak.. Bana soracak olursanız, tarihin karanlıklarında da kaybolmasın. Ermenistan ve Türkiye aynı masanın etrafına otursunlar ve çalışsınlar.. Fransa da bu saatten sonra ne istiyorsa onu yapsın.. Demem o ki, lobicilerimiz, her ülkenin parlamentosu için tek tek çalışacağına, bir kere AİHM için çalışırsa, daha temel sonuç alınabilir gibi geliyor bana..
RE’SEN EMEKLİLER
YAŞ Mağdurları’nı biliyorsunuz.. Çeşitli sebeplerle ordudan atılan askeri personel.. Bir de, (yine 28 Şubat sürecinde) ordudan, sicil amirinin imzasıyla atılan askeri personel var.. üstelik bu kişilerin, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurma hakları da vardı. Ama atılırken bu haklarının olduğu kendilerine söylenmedi.. Nasıl ki YAŞ’la atılanın itiraz hakkı yoktu.. Bu kişiler de böyle olyduğunu zannediyorlardı.. Bana sorarsanız AYİM’e gitmeyi başarsalardı da zaten müspet bir sonuç almalarına olanak yoktu.. Neyse, bugünlerde YAŞ Mağdurlarının mağduriyeti giderildi biliyorsunuz.. Ancak Re’sen emeklilerin mağduriyeti sürüyor..
Yeni Türkiye’ye taşımamamız gereken mağduriyetler bunlar.. talebi diri tutmakta yarar var. Ne yapılabilir bilmiyorum. Ama yapılması gerektiğine inanıyorum. Kalın sağlıcakla.