Aydın Menderese rahmet
Büyük İslâm âlimi Bediüzzamanın, İslâm kahramanı şeklindeki iltifatına mazhar olan merhum başbakan Adnan Menderesin oğlu Aydın Menderes de bu fani âlemden göçtü. 23 Aralık 2011 akşamı, tedavi gördüğü hastahanede vefat eden Aydın Menderes, geçirdiği elim bir trafik kazası sonrası sandalyeye mahkûm olmuştu. Ancak bu mahkûmiyet, onu Türkiyenin meselelerini düşünmekten, konuşmaktan ve yazmaktan alıkoyamamıştı.
Milletimiz merhum babası Adnan Menderese sahip çıktığı gibi, oğul Menderese de sahip çıktı ve çıkmıştır. Merhum Aydın Menderes, eski bir milletvekili olmasına rağmen vefatında devlet töreni istememiş ve cenazesinin milletçe defnini istemiştir. Neticede önce Ankarada ve son olarak da İstanbul Fatih Camiinde (25 Aralık 2011) kılınan cenaze namazından sonra Topkapıdaki anıt mezara, annesi ve babasının yanına) defnedildi. Allah gani gani rahmet etsin, mekânı Cennet olsun inşallah.
Menderes ailesi, çok sıkıntılar çekti. Bilindiği üzere merhum Başbakan Adnan Menderes, zulmen idam edildi. Sonraki yıllarda Menderesin iki oğlu [Mutlu ve Yüksel Menderes] umulmadık şekilde biri trafik kazasında, biri de intihar sonucu öldü. Merhum Aydın Menderes de yine geçirdiği bir trafik kazası sonrasında engelli hâle gelmişti. Çekilen acıların insanı etkilememesi mümkün mü? Merhum Aydın Menderes, her fırsatta haktan, hukuktan ve adaletten bahsetti. Kendisiyle yapılan belki de yüzlerce röportajda hep Türkiye meseleleri üzerinde görüş bildirdi, çareler sundu.
Merhum Aydın Menderesi daha çok kamuoyuna yansıyan beyanlarıyla tanıyoruz. Gerek 14 Mayıs 1950te yaşanan Beyaz İhtilâl yıldönümlerinde ve gerekse kanlı 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümlerinde mutlaka Aydın Menderesin açıklamalarına müracaat edilirdi. Aydın Menderes her fırsatta Demokrat Partinin millet için yaptıklarından bahseder ve 27 Mayıs 1960 darbesi ile Yassıada günlerinin bilinmeyen yönlerini anlatırdı.
Şu bir gerçek ki, bilhassa gençler 14 Mayıs 1950 ve 27 Mayıs 1960ı tam bilemiyor. Bu önemli tarihlerin yeterince bilinmemesi elbette gençlerin kabahati değil. Tecrübelilerin bu tarihlerde (öncesinde ve sonrasında) yaşananları ayrıntılarıyla anlatamadığını söylemek mümkün. Meselâ kaç genç Yassıadada yargılananların ailelerine yazdığı mektupların, elli kelime ile sınırlı olduğunu bilir?
Elbette o günlerde yaşananlar kısmen anlatılıyor, ama yeterli değil. 1950 öncesi Tek parti / CHP devrinde yaşananlar bilinmeli ki, 14 Mayıs 1950de yaşanan Beyaz İhtilâl bilinebilsin. Aynı şekilde 27 Mayıs 1960 darbesi ve Yassıada faciası bilinmeli ki, sonraki yıllarda verilen demokrasi mücadelesi anlaşılabilsin.
Bugün yaşanan pek çok sıkıntının köklerinin 1950 öncesi Tek parti devrine dayandığını da bilmeliyiz. Merhum Aydın Menderes de hayatı boyunca bunun için mücadele verdi. O, ailesinin mağduriyetinden ziyade milletin mağduriyetinin sona ermesi için gayret gösterdi. Neticede milletimiz de merhum ve mazlûm Başbakan Adnan Menderese duyduğu sevginin bir göstergesi olarak oğluna da sahip çıktı. Aydın Menderesin cenazesine gösterilen teveccüh ve onun duâlarla uğurlanması aynı zamanda millete rağmen darbe yapanlara ve yapmak isteyenlere de bir mesajdır.
Milletin duâsını ve teveccühünü kazanmak, hayırla yad edilmek isteyen herkes, milletin değerleriyle barışık olmalı. Bu vesile ile merhum Menderesleri ve dâvâ arkadaşlarını bir defa daha rahmetle yâd ederken, ailesi ve yakınlarına da taziyetlerimizi sunuyoruz. Yeri ve mekânı Cennet olsun inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.